Lastik eldivende bulduğumuz parmak izi her iki eşe de uymuyor. | Open Subtitles | البصمة التي وجدناها على الكف المطاطي في مسرح الجريمة لا تطابق بصمة أي من الزوجتين |
Elimizdeki kanıtlar omurga ile ilgili ama bildiğimiz hiçbir hayvan türüne uymuyor. | Open Subtitles | هناك ما يدل على وجود عمود فقري لكن تركيبته الجينية لا تطابق أي حيوان معروف |
Parmaklıklarda bulduğunuz kurbana veya onun mor gözlü kayınbiraderine ait değil. | Open Subtitles | لا تطابق للضحية على السور ولا تطابق مع المشتبه ذو العيون السوداء شقيق زوجته |
DNA sonucu geldi. Dişi. CODIS'te Eşleşme yok. | Open Subtitles | عاد الحمض النووي أنثوي لا تطابق في سجل الدم الجنائي |
Polen yok ve parmak izi tutmuyor. | Open Subtitles | لا تطابق للبصمة ولا حبيبات اللقاح إنه نظيف |
Kulüpten aldığınız kahve zehirli Innoko şişesiyle uyuşmadı. | Open Subtitles | القهوة التي عبأتها من الملهى لا تطابق الماء الملوث |
Elimizde örnek var ama sistemdekilerle eşleşmiyor. | Open Subtitles | حصلوا على عينة و لكنها لا تطابق ما بالنظام |
Balistiğin dediğine göre silahlardan eşleşen yok. | Open Subtitles | محلّلوا العيارات قالو أن الاسلحة لا تطابق شيئا |
Arabadan alınan kısmi izlere uymuyor. | Open Subtitles | حسنا,اذا لا تطابق البصمه الجزئيه من السياره انها لا تخص تابيثا |
Çünkü veriler bilgi bankasındaki hiçbir zehir türüne uymuyor. | Open Subtitles | هذا لأن مميّزاته لا تطابق أية قاعدة بيانات. |
Balistik sonuçları uymuyor, silah ve parmak izlerinde ortak yön yok. | Open Subtitles | لا تطابق لمقذوفات بقاسم مشترك من أسلحة، لا بصمات أصابع |
Şimdi, bu kıyafetlerin bir kısmı aradığımıza uymuyor ama yarısından fazlası, görgü tanıklarının, ateş edip ara sokağa kaçarak kaybolan palyaçonun üzerinde gördüğü kıyafetle eşleşiyor. | Open Subtitles | بعض هذه الأزياء لا تطابق ولكن أكثر من نصفها مطابقة لوصف الشهود للرجل الذي قتله وخرج من المحل |
Olay yerindeki hiçbir jüri üyesine veya mahkeme görevlisine ait değil. | Open Subtitles | لا تطابق لأي من محلفي المحكمة في مسرح الجريمة |
Şimdi, sizin aracınıza ait değil ya da arazinizdeki başka bir araca. | Open Subtitles | . إنها لا تطابق آثار عجلاتك... أو أي شيء آخر على أرضك... |
Ama Doug McClain'e veya karısına ait değil. Sistemde de yok. | Open Subtitles | لكنها لا تطابق " داغ ماكلين أو زوجته وسجل البصمات لا يتعرف عليها |
Lloyd ya da dergidekilerle Eşleşme yok. | Open Subtitles | لا تطابق مع لويد أو أي أحد من تلك المجلة |
- Hâlâ Eşleşme yok mu? | Open Subtitles | لا تطابق لا شـيء مهم نقدمه في المحكمة |
parmak izlerinde Eşleşme yok. | Open Subtitles | لا تطابق للبصمات |
Cesette bulduğumuz meni örneğini tutmuyor. | Open Subtitles | لا تطابق على عينة السائل المنوي التي أخذناها من الجثة |
Ama kasık kılındaki DNA'yı tutmuyor. | Open Subtitles | لكنها لا تطابق الحمض النووي من شعر العانة |
Bu izler, hiçbirinin lastiğiyle uyuşmadı. | Open Subtitles | لقد حللت المركبات الموجودة بالموقع و المعالجة لا تطابق أي من الإطارات |
Uyuşturucu belki ama semptomların hiçbiri bilinen hastalıklarla eşleşmiyor. | Open Subtitles | ولكن لا تطابق مع اي من أعراض أي شىء رأوه سابقا |
Olay yerinde bulduğumuz kovanlarla eşleşen yok. | Open Subtitles | لا تطابق للأغلفة التي وجدناها في مسرح الحادث |
parmak izi, DNA ve diş röntgenine uyan kayıt yok. | Open Subtitles | لا شيء، لا تطابق في البصمات الحمض النووي، سجل الأسنان |