Neden son sayfayı okumuyorsun kardeş? | Open Subtitles | لِما لا تقرأ آخر صفحة يا أخي؟ حسناً, حسناً |
Gazeteleri okumuyorsun galiba, zeki çocuk? | Open Subtitles | أنت لا تقرأ الصحف كثيرا اليس كذلك ايها الرجل الذكي |
Gazeteyi okuma. Kaldığımız yerden devam edelim. | Open Subtitles | لا تقرأ الصحيفة دعنـا نبدأ من حيث انتهينـا |
Şimdi okuma ama..yani sonra ben yokken oku bence | Open Subtitles | كلا , لا تقرأ الخطاب الآن لما لا تضعه بجانبك الآن |
Genelde dergi okumaz, daha çok kitap okuyan tiplerdendir. | Open Subtitles | إنها لا تقرأ المجلات عادةً، فهي من محبّي قراءة الكتب |
- On metre uzunluğundalar. Alıcılar iç mekan veya hayat belirtisi okumuyor. | Open Subtitles | لا تقرأ الأجهزة الحسية مساحة داخلية أو إشارة حياة على متنها |
Burada, oyunun başında okuyamaz. Kütüphane değil ki burası. | Open Subtitles | لا تقرأ في وقت مبكر، نحن لسنا في المكتبة. |
Kendi mektuplarını okumazsın, ama benimkileri açıyor musun? | Open Subtitles | لا تقرأ رسائلك لكن تفتح رسائلي؟ |
Evdeki son gecende, nasıl daha iyi bir baba bir eş olacağını yatarken okuman gereken hikâyeleri, unuttuğun yıl dönümlerini düşünürsün. | Open Subtitles | بآخر ليله بمنزلك تفكر كيف كان بوسعك أن تكون أباً و زوجاً أفضل فأنت لا تقرأ القصص لأطفالك و تنسى عيد زواجك |
Bir yere gidemeyeceğimize göre, neden biraz okumuyorsun? | Open Subtitles | حسنا، لن نذهب لأي مكان، لماذا لا تقرأ لنا بصوت عال؟ |
Sanırım pek gazete okumuyorsun. | Open Subtitles | قد لقى حتفه قبل ثلاث سنين ما أعتقده أنك لا تقرأ الورق |
Peki, neden bana bir şeyler okumuyorsun, bir aşk şiirinden belki bir iki dize falan. | Open Subtitles | ..حسناً, لما لا تقرأ لي شيءُ القليل من الأبيات فقط .ربما من قصيدة الحب |
Bak benim sinyalimi de okumuyorsun, ve sorun da bu. | Open Subtitles | ترى، الآن أنت لا تقرأ إشارتي. وهذا مشكلة. |
Fazla okumuyorsun değil mi ? | Open Subtitles | أنت لا تقرأ كثيراً ، أليس كذلك ؟ |
Lütfen bize bir iyilik yap. Bir süre kitap okuma. | Open Subtitles | أرجوك، أسدِنا صنيعاً و لا تقرأ لبعض الوقت |
Kartı okuma çünkü o zaman duygusallaşacaksın veya her neyse ve ondan nefret ederim. | Open Subtitles | أوه لا, لا تقرأ البطاقة ستصبح الأمور عاطفية أو شيئ كهذا |
Hayır, ama "Suç ve Ceza"yı okuma. | Open Subtitles | ولكن لا تقرأ عليها رواية الجريمة والعقاب |
İş dışında kitap falan okumaz, garip bir durum. | Open Subtitles | إنها لا تقرأ كثيرا إلا من أجل العمل، وهذه هي المفارقة |
Yani, kitabı gerçekten okumaz ve gözünü kıvırıp incelemez bile. | Open Subtitles | أعني،إنها لا تقرأ ولا يمكنها أن ترى بشكل محيطي منذ آخر عملية لها لشد الجفن |
okumaz mısın, okumayacak mısın anlamına geliyor? | Open Subtitles | أيعني هذا أنك لا تقرأ أم لا ترغب بذلك؟ |
İlahileri ve Tanrı'nın kitabını okumuyor olmamız, kötü şeylerden mi? | Open Subtitles | انه عندما لا تقرأ الانجيل و لا تغني الترانيم فانك تفعل اشياء سيئة ؟ |
Olmuyor ama insanlar da eskisi kadar çok kitap okumuyor. | Open Subtitles | لا ,ولكن الناس لا تقرأ منذ ذي قبل |
Kitaplar kendilerini okuyamaz. | Open Subtitles | الكتب لا تقرأ نفسها. |
Notları okumazsın ki. Tammy Felton'ı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أنت لا تقرأ المذكرات |
Evdeki son gecende, nasıl daha iyi bir baba bir eş olacağını yatarken okuman gereken hikâyeleri, unuttuğun yıl dönümlerini düşünürsün. | Open Subtitles | بآخر ليله بمنزلك تفكر كيف كان بوسعك أن تكون أباً و زوجاً أفضل فأنت لا تقرأ القصص لأطفالك و تنسى عيد زواجك |