Ama sen bunu kendine hiç dert etme, ben senin dostun Juan'ım. | Open Subtitles | سيصبحون صعبي المراس عندما يصل بالأمر لمقتل أحد قوادهم لكن لا تقلق حول ذلك إني صديقك وسأساعدك |
Öğle yemeğini dert etme. İstediğin kadar mola verebilirsin. | Open Subtitles | لا تقلق حول الغداء خذ إستراحة في أي وقت تريد. |
Bunun için endişelenme. İstasyonuna dön ve olanları kendine sakla. Ben pisliğini temizlerim. | Open Subtitles | لا تقلق حول ذلك، اذهب إلى موقعك واحفظ هذا لنفسك، وسأنظف فوضاك، اذهب |
Onun hakkında endişelenme, oğlum. Çoktan kefaletle çıktı bile. | Open Subtitles | لا تقلق حول ذلك, يا بني, لقد خرج قبل قليل بالكفالة |
Evet, topalladığını fark ettim, ama merak etme, toprağa inmeyeceğiz. | Open Subtitles | أجل، لقد لاحظت أنّك تعرج، ولكن لا تقلق حول هذا لأنّنا لن نهبط على الأرض |
- Endişelenme, durumu iyi. | Open Subtitles | لا، لا تقلق حول ذلك، أنه بخير. |
Bu konuda endişelenme. İçeri gir ve işlerini bitir. | Open Subtitles | لا تقلق حول هذا ، ادخل الان و اجهز عليهم |
dert etme. Seni işe götürmekten gayet memnunum. | Open Subtitles | لا تقلق حول هذا، يُسعدني أن أوصلك إلى العمل. |
Boş ver, dostum. dert etme. Kendin ol yeter. | Open Subtitles | بالله عليك, يا رجل, لا تقلق حول هذا ألامر فقط كن على طبيعتك |
-Bunu dert etme. -Sana yalan söylüyorlar. | Open Subtitles | .لا تقلق حول ذلك - .إنهم يخبرونك أكاذيب - |
-Bunu dert etme. -Sana yalan söylüyorlar. | Open Subtitles | .لا تقلق حول ذلك - .إنهم يخبرونك أكاذيب - |
Bunu dert etme, sevgili evladım. | Open Subtitles | حسنا، لا تقلق حول ذلك، ولد عزيز |
Bunun için endişelenme, bu kardeşimiz sütü alır... çünkü az önce lanet ineğin tamamını aldı. | Open Subtitles | لا تقلق حول الاخ الذي سوف يشتري الحليب لانه اشترى البقرة كلها |
Oh, tatlım. Bunun için endişelenme. -Endişelenmiyorum. | Open Subtitles | ـ عزيزي، لا تقلق حول هذا ـ لست قلقاً |
Robin için endişelenme. Onunla ilgileneceğim. | Open Subtitles | لا تقلق حول روبن أنا أعتني بها |
Adam'ın ailemizle geçinmesi hakkında endişelenme. | Open Subtitles | لا تقلق حول كيفية إعتياد آدم على العائله |
Sorun değil. Elimizde fazlasıyla var. Onun hakkında endişelenme. | Open Subtitles | لا بأس لدينا الكثير للاستمرار لا تقلق حول ذلك |
O mesela hakkında endişelenme. | Open Subtitles | لا, لا تقلق حول ذلك الهراء |
Hayır olma, ben zaten öyle çıkıp-- cidden, hiç merak etme. | Open Subtitles | ... لم يكن عليّ ... حقاً، لا تقلق حول هذا |
- Endişelenme, kendine bakar. | Open Subtitles | لا تقلق حول كات تستطيع الإهتمام بنفسها |
- Kazan ya da kaybet, seninle ilgilenilecek. Bu konuda endişelenme. | Open Subtitles | فزتُ أم خسرت، سيتمّ الإعتناء بكَ، لا تقلق حول ذلك |