FBI'ın sahip olmadığı türden bir erişim. | Open Subtitles | النوع الذي لا تملكه حتى المباحث الفدرالية |
Olabilir ama sahip olmadığı tek şey hayal gücü. | Open Subtitles | ربما, لكن الأمر الوحيد الذي لا تملكه هو الخيال |
sahip olmadığın paranın vergisi olmaz | Open Subtitles | لن يكون ضروريـًا أنْ تدفع ضرائب على مال لا تملكه |
Senin sahip olmadığın ne var onda? | Open Subtitles | ما الذى لا تملكه كى تضطر الى طلبه منها ؟ |
Sahibi olmadığın ama kontrol edebildiğin bir yer bunun için mükemmel bir yer olurdu. | Open Subtitles | و ما هو المكان الأفضل من عقار لا تملكه ولكنك تديره |
Sahibi olmadığın şeyi satamazsın. | Open Subtitles | لا يُمكنك ان تبيع ما لا تملكه. |
Size ait olmayan bir yelkenliyi almayın. | Open Subtitles | لا تأخد قارباً شراعياً لا تملكه. |
Zat-ı şahaneleri pazarlığını yaptığım şey sizin elinizde yok. | Open Subtitles | عندى شيء رائع أنا أقايض بما لا تملكه |
Fakat onlarda, sizde olmayan bir şey vardı: Diploma! ! | Open Subtitles | ولكنهم كانوا يملكون شيئاً واحداً لا تملكه أنت، يملكون دبلومة |
Bir kadın sahip olmadığı parayı dert edecek olursa aşka ne zaman vakit bulacak? | Open Subtitles | ... هذا صحيح، لو كانت الفتاة تضيع وقتها في القلق بشأن المال الذي لا تملكه كيف ستجد آي وقت للحب؟ |
- Hayır. sahip olmadığı bir şey. | Open Subtitles | لا شيئا هى لا تملكه |
Artık Delilah'ın sahip olmadığı bir şeye sahiptim. | Open Subtitles | # وأخيراً أملك شيئاً هي لا تملكه # |
Senin sahip olmadığın özel şeylere sahip olanlara. | Open Subtitles | شخصا يملك شيئا مميزا لا تملكه أنت |
Hiç sahip olmadığın bir şeyi kaybedebilir misin? | Open Subtitles | هل يمكنك أن تخسر شيئاً لا تملكه أبداً؟ |
sahip olmadığın hiçbir şeyi e-postanın içine koyma. | Open Subtitles | "ثلاثة أسابيع، بإمكانك الإنتقال عملياً" لا تُدخل أي شيء في بريد ألكتروني" "لا تملكه أنتَ |
Sahibi olmadığın parayı harcamak uğursuzluktur evlat. | Open Subtitles | من السيء أن تنفق مالاً لا تملكه يا ولد. |
Dünyada size ait olmayan bir şey var mı acaba? | Open Subtitles | هل هناك شئ آخر لا تملكه ؟ |
Sana ait olmayan birşeyi sattın! | Open Subtitles | بعت شيئاً لا تملكه |
Pazarlığını yaptığım şey sizin elinizde yok. | Open Subtitles | أنا أقايض بما لا تملكه |
Bizde sizde olmayan bir şey var. | Open Subtitles | لديّنا شيء لا تملكه. |