Sadece çıkıp söylemek vereceksiniz bana bu yüzden bu kırmak için kolay bir yolu yok. | Open Subtitles | لا توجد طريقة سهلة لاخبارك بهذا لذا سأقوله مباشرة |
Bunu söylemenin kolay bir yolu yok. Öylece söylüyorum o yüzden: | Open Subtitles | لا توجد طريقة سهلة لقول هذا , لذا فقط سأقوله |
Detektif, bunu söylemenin kolay bir yolu yok. | Open Subtitles | أيّها المُحقق، لا توجد طريقة سهلة لقول هذا. |
Bunu söylemenin kolay bir yolu yok. | Open Subtitles | لا توجد طريقة سهلة لإخبارك ذلك |
Ron, bunu söylemenin kolay yolu yok, o yüzden hemen söyleyeceğim. | Open Subtitles | (رون)، لا توجد طريقة سهلة لعمل هذا، لذا سأتطرق للأمر مباشرة |
- Bunu söylemenin kolay bir yolu yok. | Open Subtitles | لا توجد طريقة سهلة ل أقول هذا. عانيت |
Bunu yapmanın kolay bir yolu yok. | Open Subtitles | لا توجد طريقة سهلة للقيام بهذا |
Bunu söylemenin kolay bir yolu yok. Yeni yönetim bu grup projesine son veriyor. | Open Subtitles | لا توجد طريقة سهلة لقول هذا ، الإدارة الجديدة ستغلق مشروع (فريق الفتيان) |
Bunu söylemenin kolay bir yolu yok. | Open Subtitles | -أوه لا , لا توجد طريقة سهلة لقول هذا |
Bunu söylemenin kolay bir yolu yok. | Open Subtitles | لا توجد طريقة سهلة لأقول هذا. |
Bunu söylemenin kolay bir yolu yok ama günün erken saatlerinde | Open Subtitles | لا توجد طريقة سهلة لقول هذا |
Yusuf, bunu söylemenin kolay bir yolu yok. | Open Subtitles | يوسف)، لا توجد طريقة سهلة لقول هذا) |
Bak Mike, bunu demenin kolay bir yolu yok, o nedenle... | Open Subtitles | إسمع يا (مايك)، لا توجد طريقة سهلة لقول هذا لذا... |
Tamam, bak bunu söylemenin kolay yolu yok. | Open Subtitles | ...حسنًا، انظرِ لا توجد طريقة سهلة لقول هذا |
Bunu söylemenin kolay yolu yok. | Open Subtitles | لا توجد طريقة سهلة لقول هذا. |