Haksız hükümden doğan zarara sebep olmamak için bu davayı düşürmekten Başka seçeneğim yok. | Open Subtitles | ولذلك لا خيار لي سوى صرف القضية بلا تحيز |
Belki de en iyisi budur çünkü istifamı vermekten Başka seçeneğim yok gibi görünüyor. | Open Subtitles | لأن من الواضح أن لا خيار لي إلا أن أقدم إستقالتي |
Başka seçeneğim yok bebeğim. | Open Subtitles | لا خيار لي في ذلك. |
Bu durumda, öngörülen sulh anlaşmasının şart ve kuralları bağlamında Dickie Bennett'i bugün erken tahliye etmekten başka bir seçeneğim yok. | Open Subtitles | في هذه الحالة لا خيار لي سوى منحه تسريح مبكر بناءً على الظروف المعطاة اليوم |
O hâlde seni öldürmek dışında bir seçeneğim yok. | Open Subtitles | إذاً لا خيار لي سوى أنْ أقتلكَ |
- Başka seçeneğim yok da ondan. | Open Subtitles | -لأنّه لا خيار لي في ذلك |
Başka seçeneğim yok. | Open Subtitles | لا خيار لي |