"لا داعي أن" - Traduction Arabe en Turc

    • zorunda değilsin
        
    • atmana gerek yok
        
    • gerekmiyor
        
    • hiç gerek yok
        
    • zorunda kalmayacağız
        
    İstemiyorsan onu almak zorunda değilsin. Open Subtitles جارفيلد يترك المبنى جون، لا داعي أن تقوم بهذا إذا لم ترده
    Her seferinde bana anlatmak zorunda değilsin. Open Subtitles أنت تعرف ، أنه لا داعي أن تخبرني بأي شيء يحدث من تلك الأشياء
    Önümde güçlü davranmaya çalışmak zorunda değilsin. Open Subtitles لا داعي أن تتظاهري بأنك قوية أمامي
    Biliyorum! Senin kayınların çok zengin ve senin karşımda hava atmana gerek yok. Open Subtitles أعرف أن أهل زوجك أغنياء جدا لا داعي أن تريني هذا.
    Ama artık onun için endişe etmemiz gerekmiyor, değil mi? Open Subtitles ولكن لا داعي أن نقلق حيالها بعد الأن، أليس كذلك؟
    Aslında özür dilemene hiç gerek yok. Open Subtitles لك أتعلم؟ لا داعي أن تعتذر لي
    Yarın, onun için endişelenmek zorunda kalmayacağız. Open Subtitles بحلول غدًا، لا داعي أن نقلق بشأنه.
    Sürekli elimden tutmak zorunda değilsin. Open Subtitles لا داعي أن تمسك بيدي طوال الوقت
    Gitmek zorunda değilsin biliyorsun. Open Subtitles لا داعي أن تذهب كما تعلم.
    Bunu yapmak zorunda değilsin. Open Subtitles لا داعي أن تفعل هذا لوجان) لا يستحق الحماية)
    Tatlım, tatlım, bağırmak zorunda değilsin. Open Subtitles عزيزي, عزيزي لا داعي أن تصيح
    Bana ne olduğunu söylemek zorunda değilsin. Open Subtitles لا داعي أن تخبريني ما هي
    Sınıfımı anlamak zorunda değilsin. Burası benim sınıfım. Open Subtitles لا داعي أن تفهم هذا فصلي
    Baba, her seferinde adını söylemek zorunda değilsin. Open Subtitles {\pos(192,220)}لا داعي أن تقول اسمك كل مرة
    - Tekrar etmek zorunda değilsin. Gitme zamanı, Patchi. Open Subtitles ـ لا داعي أن تُكررها مرتين ـ لقد تحركوا، يا (باتشي)!
    Bana karşı alçakgönüllü olmak zorunda değilsin. Open Subtitles لا داعي أن تكون متواضعًا معي.
    - "Bir Hristiyan" demek zorunda değilsin. Open Subtitles - لا داعي أن تقوليها هكذا-
    Beni bu işin dışına atmana gerek yok Oliver. Clark'ı korumaya çalışıyorum. Open Subtitles لا داعي أن تبعدني يا (أوليفر)، أحاول حماية (كلارك) وحسب
    Hava atmana gerek yok. Open Subtitles لا داعي أن تتباهى!
    Yani sonuç şu: Hayat karmaşıktır ama belki de onu anlamanın bu kadar karmaşık olması gerekmiyor. TED ونستنتج من ذلك أن الحياة معقدة، لكن لا داعي أن يكون فهمها معقدًا إلى تلك الدرجة.
    Bunu Nick ile bana anlatmana hiç gerek yok. Open Subtitles لا داعي أن تخبرنا أنا و (نيك) عن ذلك.
    Yarın, onun için endişelenmek zorunda kalmayacağız. Open Subtitles بحلول غدًا، لا داعي أن نقلق بشأنه.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus