Tabii ya, kağıt oynayıp, menapoz esprileri yapmak gibisi yoktur. | Open Subtitles | أوه , نعم , لا شئ مثل نكت إنقطاع الطمث |
Uzaklaşan bir kadının görüntüsü gibisi yoktur. | Open Subtitles | لا شئ مثل منظر المرأة وهي تمشي بعيداً |
Sabah ilk iş olarak yapılan 16 kilometrelik tırmanış gibisi yoktur. | Open Subtitles | لا شئ مثل تسلق 10 اميال فى الصباح |
Valla, ödeşmek gibisi yok. | Open Subtitles | حسنا, لا شئ مثل الانتقام |
Bayıltıcı sıcağı unutturmak için harlı bir ateşten iyisi yoktur. | Open Subtitles | لا شئ مثل نار صاخبة للحفاظ على الحرارة قوية جدا |
Bear Vadisinin misafirperverliği gibisi yoktur. | Open Subtitles | (لا شئ مثل حسن ضيافة (وادي الدب |
İlk görüşte aşk gibisi yok. | Open Subtitles | لا شئ مثل الحب من أول نظرة. |
İyilik yapanları ortaya çıkarmak için bir trajediden iyisi yoktur. | Open Subtitles | لا شئ مثل مأساة إظهار فاعلى الخير . |