eşsiz, değeri parayla ölçülemez. | Open Subtitles | لا مثيل لها. لا يمكن تقدير قيمتها بالمال. |
Okyanusun benzersiz güzelliği doğada eşsiz bir gizemdir. | Open Subtitles | الجمال لا مثيل لها من المحيط هو عجب فريدة من نوعها بين الطبيعة. |
Gezegende Eşi benzeri olmayan 4 yıllık bir drama! | Open Subtitles | الدراما الأربعية التي لا مثيل لها على الكوكب صحيح. |
Eşi benzeri olmayan müşteri hizmetleri içi kuponlar. | Open Subtitles | إنها قسيمة لخدمة خملاء لا مثيل لها. |
Diğerlerine benzemeyen bir hikaye. | Open Subtitles | قصة لا مثيل لها |
Diğerlerine benzemeyen bir büyü. | Open Subtitles | وسحر لا مثيل لها. |
Daha önce hiçbir yelek bunu yapamamıştı. | Open Subtitles | لا مثيل لها |
Daha önce hiçbir yelek bunu yapamamıştı. | Open Subtitles | لا مثيل لها |
Ama Hindistan köylerinin meyve ve sebzeleri eşsiz. | Open Subtitles | ولكن الفواكه والخضروات فى ريف الهند لا مثيل لها |
Victoria'nın sert görünümü, aslında eşsiz sevgi dolu kalbini korumak için kullandığı bir zırhtı. | Open Subtitles | فيكتوريا القويه بالظاهر هذا كان مجرد دروع صنعت ذلك حتى تحمي قلبها القابل للحب كان لا مثيل لها |
Göğüs göğse muharebe silah, ateşli silah ve patlayıcı yetenekleri eşsiz. | Open Subtitles | مهاراته في القتال اليدوي، الأسلحة المتفجرات لا مثيل لها. |
Evrende Eşi benzeri olmayan, büyük yıkıcı özellikleri olan güçlü nesneler. | Open Subtitles | لا مثيل لها في القدرات التدميريّة |
Eşi benzeri olmayan biri. | Open Subtitles | أن لا مثيل لها. |
Eşi benzeri olmayan bir şekilde öldürdü. | Open Subtitles | وقتل لا مثيل لها |