John hakkında artık düşünmüyoruz bile. Tümüyle Mary'ye odaklandık. | TED | نحن لا نفكر حتى في جون. أنه مُركز تماماً على ماري. |
bunun hakkında fazla düşünmüyoruz ve ne yazık ki bence aslında binalarımız hakkında bile yapmamız gerektiği kadar düşünmüyoruz. | TED | نحن لا نفكر في ذلك كثيراً، وللأسف، وفي الحقيقة نحن لا نفكر حتى في المباني كما يجب. |
Bu gece artık bu tür şeyleri daha fazla düşünmeyelim. | Open Subtitles | دعونا لا نفكر في ذلك الاشياء بعد الآن هذه الليلة. |
Yani sadece kısa dönemli performansı düşünmeyelim. | TED | لذلك دعونا لا نفكر فقط في الأداء قصير الأمد. |
Hatta, geleceği düşünürken bile, geleceğimizi yaşanacak deneyimler olarak düşünmeyiz. | TED | وحتى عندما نفكر بالمستقبل، فنحن لا نفكر بالمستقبل عادةً كتجارب. |
Güzellik hakkında düşünmediğimiz anlarda dahi, beynimiz çekici yüzlere karşılık verir. | TED | تستجيب أدمغتنا للوجوه الجذابة حتى عندما لا نفكر في الجمال. |
Sağlam parçadır ama sakın aklından bile geçirme. | Open Subtitles | انها تماما الساخنة. حتى لا نفكر في ذلك. |
Yani biz bu konuyu düşünmüyoruz, ama düşündüklerini sandığımız tüm o insanlar da düşünmüyorlar. | TED | إذا نحن لا نفكر حيال هذا الأمر، بل أن الناس الذين نتخيل أنهم يفكرون فيه هم لا يولون الأمر اهتمامًا حتى. |
Pekala. Demek daha global düşünmüyoruz. Peki niye? | Open Subtitles | حسناً,نحن لا نفكر علي المستوي العالمي بعد , لكن لماذا نحن كذلك؟ |
Bundan çok neden daha mutlu yaşamak için bir yol düşünmüyoruz? | Open Subtitles | أكثر من ذلك لماذا لا نفكر بطريقة للعيش بسعادة ؟ |
Bundan çok neden daha mutlu yaşamak için bir yol düşünmüyoruz? | Open Subtitles | أكثر من ذلك لماذا لا نفكر بطريقة للعيش بسعادة ؟ |
Daha kötü ne olabilirdi diye düşünmeyelim. | Open Subtitles | دعونا فقط لا نفكر في ما يمكن أن غير ما يرام. |
Olumsuz şeyler düşünmeyelim, parayı verelim onlarda çekip gitsin. | Open Subtitles | دعنا لا نفكر بهذه الأفكار السلبية لنعطهم المال ونخرجهم من هنا |
Şu anda köprüyü geçmeyi filan düşünmeyelim. | Open Subtitles | دعنا لا نفكر حتى بعبور الجسرفيهذهالأثناء. |
Bu kötü şeyleri düşünmeyelim. | Open Subtitles | . دعنا لا نفكر حول الأشياء السيئة |
Biz sadece hava durumunu düşünürüz ve hava durumunda bile, hava durumunun bütün ince ayrıntılarını düşünmeyiz. | TED | نفكر فقط في حالة الطقس, و مع أننا نفكر في الطقس , نحن لا نفكر في كل التفاصيل الدقيقة في الطقس. |
Duyularımızı düşündüğümüzde, biyolojik olarak, neden ortaya çıktıklarını genelde düşünmeyiz. | TED | الآن عندما نفكر في حواسنا، نحن لا نفكر عادة بالأسباب التي تطورت على الارجح من اجلها , من منظور بيولوجي. |
Neden duyduğumuz düşündüğümüzde, bu oldukça önemli bir şey olduğu halde genelde bir alarm veya sireni duyabilme yetisini düşünmeyiz. | TED | عندما نفكر لماذا نسمع, نحن لا نفكر كثيرا بالقدرة على سماع صفارة إنذار أو جرس, على الرغم من هذا أمر مهم للغاية. |
Saatin bir yüzü, kolları, mekanizması ve bataryası var deriz. Ama asıl anlatmak istediğimiz, saat adında bir şeye tüm bu parçaları bağladığımızı düşünmediğimiz. | TED | فالساعة لها وجه وعقارب وآلية عمل وبطارية. ولكن ما نعنيه حقيقةً، نحن لا نفكر بأن هناك شيء يسمى الساعة متصل بها كل أجزائها. |
Yine de size üstüne pek düşünmediğimiz Goldilocks hikayesinden ve bence şu an ile bağlantılı olan iki şeyi hatırlatmak isterim. | TED | ولكن، أود أن أذكركم بأمرين غالبًا ما لا نفكر فيهما من قصة Goldilocks لكنني أظن أنهما ذوا صلة هنا. |
Bu bizim insanlar hakkında bireysel olarak düşünmediğimiz anlamına gelir. | TED | وتعني أننا لا نفكر في الناس كأفراد. |
Sağlam parçadır, ama sakın aklından bile geçirme. | Open Subtitles | انها تماما الساخنة. حتى لا نفكر في ذلك. |