İşlerini düzgün yapmak için, sadece birkaç yüz kişi ile konuşmazlar. | TED | وللقيام بعملهم بشكل مناسب، فإنهم لا يتحدثون فقط إلى بضع المئات من الناس. |
Carter alışverişe sadece yakınlarını gönderiyor, onlar da hiç konuşmazlar. | Open Subtitles | كارتر يسمح لحاشيته فقط بالتجول في الأرجاء لشراء المستلزمات و هم لا يتحدثون |
Buradaki insanlar da polislerle konuşmuyor. Çinli olsun olmasın. | Open Subtitles | والناس لا يتحدثون معي شرطي سواء كنت صينيا ام لا |
Alexis ve babası konuşmuyor annesi de suçlanmadan önce arındırılıyor. | Open Subtitles | أليكسيس و والدها لا يتحدثون مع بعضهم وأمه في المستشفى قبل أن تذهب إلى السجن |
Sanırım insanlar, Uber sürücüleri ile konuşmuyorlar. | TED | أعتقد أنهم لا يتحدثون لسائقي خدمة أوبر. |
Ve bir sürü adam bütün bir gün karısıyla tek kelime konuşmaz. | Open Subtitles | الكثير من الرجال لا يتحدثون إلى زوجاتهم طوال اليوم |
Gayler, ucuz imalar dışında toplum içinde asla böyle şeyler konuşmazlar. | Open Subtitles | مثليو الجنس لا يتحدثون عن ذلك أبدا في العلن إلا إذا اقتصر الأمر على التلميحات الرخيصة |
Garaj yollarında kimseyle konuşmazlar. | Open Subtitles | يرتدون أزياء تنكرية,انهم لا يتحدثون مع أحد في ممرات منازلهم |
Seelie'ler ve vampirler mecbur kalmadıkça birbirleriyle konuşmazlar. | Open Subtitles | سيلي ومصاصي الدماء لا يتحدثون حقا لبعضهم البعض ما لم يكن عليهم |
Her an insalar hakkında konuşmazlar. | Open Subtitles | إنهم لا يتحدثون عن الناس طوال الوقت |
Scythians (Avrasya), şef. Bizim dilimizi konuşmazlar. | Open Subtitles | سيزيين يا زعيم لا يتحدثون لغتنا |
Scythians şef. Bizim dilimizi konuşmazlar. | Open Subtitles | سيزيين يا زعيم لا يتحدثون لغتنا |
İnsanlar pek konuşmuyor ama ölüm korkunç bir şey. | Open Subtitles | الناس لا يتحدثون عن ذلك, لكن الموت شيء فظيع |
Erkekler o kadar konuşmuyor çünkü gerek olmadığını biliyorlar. | Open Subtitles | الاولاد لا يتحدثون كثيرا لإنهم يعرفون ان لا فائدة |
Ödevlerinde yardıma ihtiyaçları yoksa oğlanlar benimle konuşmuyor. | Open Subtitles | الأولاد لا يتحدثون إليّ إلا إذا إحتاجوا مساعدة بواجبهم المنزليّ |
Çinliler konuşmuyor. Ve tüm ABD delegeleri de... | Open Subtitles | الصينيون لا يتحدثون وكل ما قاله الوفد الأمريكي |
Resmen 4-5 saat oldu ve insanlar bizimle konuşmuyor. | Open Subtitles | لقد مرت أربع ساعات و لا زال الناس لا يتحدثون إلينا |
Ve dünyanın bir çok yerinde, özellikle de zengin ülkelerde yeni reaktör inşa etmeyi konuşmuyorlar. | TED | وفي معظم العالم، وفي البلاد الغنية خاصةً، لا يتحدثون عن بناء مفاعلات جديدة، |
Çoğu yabancı aslında birbirlerini gördükleri ilk üç, dört veya beş kez birbirleriyle konuşmuyorlar bile. | TED | معظم الغرباء لا يتحدثون حتى مع بعضهم البعض في أول ثلاثة أو أربعة أو خمس مرات يرون بعضهم بعضاً. |
- Bana vermiyorlar. Benimle konuşmuyorlar, çünkü ben orduya katılmadım. | Open Subtitles | انهم لن يعطوني واحد, فإنهم لا يتحدثون معي لأنني لم انضم لجيشهم |
Ve bir sürü adam bütün bir gün karısıyla tek kelime konuşmaz. | Open Subtitles | الكثير من الرجال لا يتحدثون إلى زوجاتهم طوال اليوم |
Ailem kütüphane standartları hakkında hiç konuşmaz. | Open Subtitles | عائلتي لا يتحدثون إطلاقاً عن المعايير المكتبية |