Bana sürekli ısırık izleri bırakmaya çalıştın, ki bunu da kimse sevmez. | Open Subtitles | أنت تواصل محاولة إعطائي عضات جنسية والتي لا يحبها أحد |
Bunu istemiyor. Hatta sevmez bile. | Open Subtitles | إنه لا يريدها، إنه لا يحبها حتى. |
sevmediği yerleri Fransız uçaklarıyla bombalamak için hep bir nedeni var. | Open Subtitles | لديه دائما أسباب اخلاقية ليرسل طائرات فرنسية لتفجر أماكن هو لا يحبها |
Spora da birimizin sevip birimizin sevmediği arkadaşlarımız gibi baksak ya? | Open Subtitles | لما لا ننظر إلى الرياضة كالأصدقاء الذين يحب أحدهم الرياضة و الآخر لا يحبها ؟ |
Karısını sevmiyor. Benim yapabildiğim şekilde onunla ilgilenmiyor. | Open Subtitles | إنه لا يحبها ولا يستطيع العنايه بها كما أستطيع |
Kim bayılmaz ki, değil mi? | Open Subtitles | أعنى و من لا يحبها, صحيح ؟ |
Bir çok erkek sevmez. Belki de sever. | Open Subtitles | البعض لا يحبها أو ربما يفعلون |
Şimdi,burayı kim sevmez? | Open Subtitles | الآن، مالذي لا يحبها هنا؟ |
- Güzel. Kim sevmez ki? | Open Subtitles | عظيم من لا يحبها ؟ |
Ama Tommy Brady yoksa Stewie sevmez. | Open Subtitles | (لكن بصراحة ، دون (برادي تومي ستيوي) لا يحبها) ! |
Kim sevmez ki? | Open Subtitles | من لا يحبها |
Adam hayatını sevmediği bir zombiyle geçirmeye karar verdi. | Open Subtitles | الرجل قرر قضاء ماتبقى من حياته مع زومبية لا يحبها. |
Bir insan, sevmediği özelliklerini reddedebilir. | Open Subtitles | الشخص يستطيع أن يرفض جوانب من حياتها لا يحبها |
Axl'ın hiçbirimizin sevmediği bir sevgilisi var, işler karıştı, Şükran Günü'ne gelmedi annem yıkıldı ve Axl'la konuşmalı mıyım konuşmamalı mıyım bilmiyorum. | Open Subtitles | ارتبط أكسل بحبيبة لا يحبها أحد وقد فسد كل شيء ولم يأتِ للبيت في عيد الشكر وأمي منهارة |
Hiç birimizin sevmediği bir kızla çıkıyor, annem kızı sevmediğini ağzından kaçırdı o da sinirlendi ve Şükran Günü'nde eve gelmedi. | Open Subtitles | إنه يواعد فتاة لا يحبها أحد وقد أفصحت أمي عن كرهها لها لذلك غضب ولم يحضر عشاء عيد الشكر |
- Tanrım! Çok toysun be sen. - Ama Peter onu sevmiyor! | Open Subtitles | يا الهي انت لا تزال صغيراً ـ ولكن بيتر لا يحبها |
Kadını sevmiyor, ondan nefret ediyor. | Open Subtitles | إنه لا يحبها ,إنه يمقتها,أنا أعلم ذلك |
Yazmış ki, buna kulak verin, Tanrı dilsiz yaratıkları sever, öyleyse o neden sevmesin? | Open Subtitles | . . لقد كتب واصغي لهذا الرب يحب المخلوقات الخرساء فلماذا لا يحبها هو أيضا |
Erkek onu sevmediğini söylüyordu ama aslında seviyordu. Ve her şey yerle bir oldu. | Open Subtitles | وقال أنه لا يحبها لكنه يحبها فعلاً , وفشل الأمر |
Kocasının kendisini sevmediğinden... ve başka bir kadınla ilişkisi olduğundan emindi. | Open Subtitles | كانت تعلم أنه لا يحبها وكانت على يقين أنه يواعد فتاةً اُخرى |
"Elody'e bak Steve'e yürüyor resmen. Ondan hoşlanmıyor bile." | Open Subtitles | أنظري إلى إلودي وهي تحاول الوصول لستيف إنه لا يحبها حتى |