"لا يخرج" - Traduction Arabe en Turc

• çıkmaz
• çıkmayacak
• dışarı çıkmıyor

Umarım bunlar açığa çıkmaz.
من الأفضل أن تتمني أن هذا لا يخرج للإعلام

İçerdeki bar dururken kimse dışardaki güverteye çıkmaz. Kadını tarif edebilir misin?
لا يخرج أحد على السطح بسبب الحانة بالداخل

Hem inan bana o ağza yemek girdi mi bir daha çıkmaz.
و صدقني، عندما يدخل الطعام إلى فمها، فإنه لا يخرج.

Konuşulacaklar bu odanın dışına çıkmayacak o halde, tamam mı?
ما سأقوله لا يخرج من هذه الغرفة ، حسناً ؟

Ben söyleyene kadar kimse dışarı çıkmayacak, kimse içeri alınmayacak. Duydun mu?
لا يخرج أحد من هنا حتى أُخبركم هل تسمعني ؟

Hiç dışarı çıkmıyor ki neden görünüşünü bu kadar önemsesin?
إنه لا يخرج أبداً. لماذا يهتم بمظهره إذن ؟

Yaralı gizli ve saldırgan dışarı çıkmıyor.
المصاب مختفي والمعتدي لا يخرج ساصاب بالجنون

- Onu nadiren görüyorum. Pek dışarı çıkmaz. Köpeklerini bile geceleyin dolaştırır.
لا يخرج كثيراً فهو يقوم حتى بتمشية كلابه في الفناء بالليل

Bir işçi, geri dönen işçilerle yeterli miktarda etkileşime girmediyse dışarı çıkmaz. Burada geri dönen işçileri görüyorsunuz. Tünelden yuvaya giriyorlar ve yolları üzerindeki diğer işçilerle karşılaşıyorlar.
لا يخرج النمل للبحث عن الطعام حتى يتواصل بشكل كاف مع العائدين للمستعمرة، وما تشاهدونه الآن هو النمل العائد يمشي داخل النفق باتجاه العش، ويلتقي مع النمل الخارج أثناء دخوله.

Bir kere orayı kaptı mı, haftalarca çıkmaz.
ما إن يحصل عليه، لا يخرج لأسابيع

Ya buradan hep birlikte çıkarız, ya da kimse çıkmaz.
اما كلنا نخرج من هنا او لا يخرج احد

İki tane kan emici aynı yerden çıkmaz.
لا يخرج 2 من مصاصي الدماء من نفس الطريق

O, Batı Beverly veletleriyle çıkmaz.
إنـــه لا يخرج مع فتيــان بيفرلي هيـلز

Sarayı mühürleyin. Kimse girmeyecek ya da çıkmayacak!
اغلقوا القصر لا يخرج اخد او يدخل

Bu broş kutudan dışarı çıkmayacak,
سيد سميث، هذا الدبوس لا يخرج للعب

Bronkoalveolar lavajla çıkmayacak kadar büyük bir şeymiş.
و كبير لكى لا يخرج مع غسيل الشعب

- Ben demedim mi kimse eve girmeyecek ve evden çıkmayacak diye?
ألم أقل... أن لا يخرج أحد من البيت

Zavallı çocuk, pek dışarı çıkmıyor.
يا للرجل المسكين، إنه لا يخرج كثيراً

Çok korunaklı bir yerde kalıyor ve pek sık dışarı çıkmıyor.
إنّه يعيش فى حصن، وغالباً لا يخرج منه

Bu yüzden kimse dışarı çıkmıyor.
لهذا فإنه لا يخرج أحد