"لا يرغب" - Traduction Arabe en Turc

    • istemiyor
        
    • istemez ki
        
    • istemediği
        
    • istemeyen
        
    • istemedi
        
    • istemeyeceği
        
    • istemezdi
        
    • istemeyeceğini
        
    • istemiyorsa
        
    Ama biliyorum ki o kapıyı kilitlediğinde dönüştüğü kişiyi görmemi istemiyor, anlıyor musun? Open Subtitles ولكنى أعرف عندما يغلق بابه لا يرغب فى ان أرى ما يصبح عليه
    Sırf bencil bir tavşanın canı istemiyor diye dört bin senelik gelenek bitemez. Open Subtitles تقاليد 4 آلاف سنة لا تنتهي عندما لا يرغب أرنب أناني بالقيام بعمله
    Ama cidden yani başka bir gezegenden gelenlerle takılmayı kim istemez ki? Open Subtitles أعني حقاً، من لا يرغب في التسكع مع شخص من كوكب آخر؟
    Nancy kimsenin almak istemediği çocukları alır bu yüzden, çünkü sosyal sorumlular kitabına uygun olsun diye mutlu davranırlar. Open Subtitles لهذا السبب نانسي كانت تأخد الاطفال الذين لا يرغب بهم احد بسبب الأخصائين الاجتماعين سيكونو سعيدين لتخليهم عن مسؤليتهم
    Bizimle olmak istemeyen babamızın yeni ailesini ve adresini buldum mu diyecektim? Open Subtitles الرجل الذي لا يرغب بفعل اي شيء معنا لديه عنوان جديد وعائلة؟
    - Teklif ettim. Bunu istemedi. Open Subtitles لقد عرضت عليه المساعدة, لكنه لا يرغب بذلك
    Hiçbirimizin cevaplamak istemeyeceği sorular soracak. Open Subtitles ستشرع في طرح أسئلة لا يرغب أي منا في الإجابة عنها
    Sen bir setin parçası değilsen, çiftler artık seni yanında istemiyor. Open Subtitles الارتباط لا يرغب بك بعد الان عندما لا تكوني جزء منه
    Francis eski davaları devam ettirmek istemiyor. Bunu kanıtlamamız için bir şans verin. Open Subtitles فرانسيس لا يرغب في مواصلة المعارك القديمة ، ف أعطنا فرصة لاثبات ذلك
    Büyük sanatçılarda Richie etrafta dolanmanı istemiyor, onu gölgede bırakırız diye. Open Subtitles في العروض الكبرى ريتشي لا يرغب في تواجدك لانك ستسرق الأضواء
    Yani Amerikalılar güvenlik için küresel şerif olmak istemiyor ya da küresel ticaretin kurucusu. TED ولذلك لا يرغب الأمريكان في أن يقوموا بدور شرطى العالم أو مهندس التجارة العالمية.
    Sakin bir kafaya sahip olmayı kim tüm kalbiyle istemez ki? Open Subtitles من لا يرغب بالراحة , من كل قلبه و بعقل هادئ؟
    Eğer en sevdiğin şarkı hiç bitmeseydi ve en sevdiğin kitap kapanmasaydı ve bunların yarattığı duygular sonsuza dek sürseydi kim uykuda kalmak istemez ki? Open Subtitles اذا لم تنتهي اغنيتك المفضلة ولم يغلق كتابك المفضل واذا المشاعر من هذه الاشياء استمرت للابد من لا يرغب بالنوم ؟
    Sevgi ve sadakât. Kim sevgi ve sadakât istemez ki? Open Subtitles الحب والمودّة، من لا يرغب بالحب والمودّة؟
    Uygunsuz Gerçek hakkında tekrar konuşma zamanı, herkesin kaygı duyduğu, fakat kimsenin hakkında konuşmak istemediği gerçek. TED أنه الوقت مجدداً للحديث عن الحقيقة المزعجة، الحقيقة التي يهتم بها الجميع، لكن لا يرغب أي أحد في الحديث عنها.
    İyi de kimsenin yaşamak istemediği semtlerde n'apıyorsun? TED ولكن ماذا تفعلون بأحياء عندما لا يرغب أحد بالسكن فيها؟
    Ona olmasını istemediği şeye odaklandığını söyledim. Open Subtitles فبدأت أعَلـِّمُه أنه كان يُرَكـِّزُ على ما لا يرغب فيه
    Bazı hastalıkları olan ve iyileşmek istemeyen bir kişi gibiydim. Open Subtitles كنت كشخص مريض بأحد الأمراض التى لا يرغب فى الشفاء منه
    Yani, bilirsin geçenlerde açık kapı bıraktık ve hiçbirimiz o kapıdan geçmek istemedi. Open Subtitles أعني.. لقد فتحنا باباً لا يرغب أيٌ منّا عبوره
    Ondan başkasının istemeyeceği birkaç hastalıklı küçük sürtük için evlendiğini duydum. Open Subtitles إنّه متزوّج الآن كما سمعت مِنْ وقحة صغيرة هزيلة لا يرغب أحد بها
    Bunları duyan kız yahut büyük ihtimalle köpek olmayı kim istemezdi. Open Subtitles من لا يرغب أن يكون الفتاة، أو الكلب، التي تسمع الكلمات:
    Oliver, onu sen temsil etmezsen, diğer avukatları istemeyeceğini söyledi bana. Open Subtitles قال أنكِ إن لم تمثليه، فإنه لا يرغب بأي محاميّ آخر
    Biri bulunmak istemiyorsa, bulamazsın. Open Subtitles لكنك لا تستطيع إيجاد شخص في الشارع إن كان لا يرغب في إيجاده

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus