İlk teste göre gayet başarılıydı. 60,000 euro değerindeki sistemlerle aynı sonuçları aldık. Ve bu sistem için bizim harcadığımız para sadece 1,500 euroydu. Benim maaşım buna dahil değil, -ki dahil olsaydı da pek farketmezdi. | TED | وكانت النتائج مبهرة مع أول اختبار، وكانت له نفس درجة الثبات مثل النظام الذي يتكلف 60,000 يورو، وأنفقنا 1,500 يورو فقط على هذا النظام، لا يشمل راتبي، لكن هذا لم يزد التكلفة كثيرًا. |
Buna Oscar Shales'i öldürüp arka bahçesine gömmek dahil değil sanırım- | Open Subtitles | هذا لا يشمل جريمة اطلاق النار على "أوسكار ويلز"ـ ودفن جثته في العراء . إنها مسالة اخرى |
Buna mini bar dahil değil. | Open Subtitles | هذا لا يشمل الحانة المصغّرة. |
Bunlar birleşmeleri ya da bayrak değişimlerini ya da isim değişimlerini kapsamıyor. | TED | وهذا لا يشمل اندماج أو تغيير اسم أو تغييرات في الأعلام. |
Evet ama yasadışı gözetleme buna dâhil değil. | Open Subtitles | أجل لكن هذا لا يشمل المراقبة الغير قانونية |
Çok kaba biri ve saldırısını buna dahil etmedim bile. | Open Subtitles | وقد وجّهه إليّ إنّه وقحٌ للغاية وهذا لا يشمل الإعتداء أيضاً |
Çağrı merkezi dahil değil. | Open Subtitles | لا يشمل مركز الأتصال. |
Princeton'nın yıllık 40,000'e geldiğini biliyor musun? Bunun içinde yurt ücreti dahil değil. | Open Subtitles | هل تعلمين أن قسط جامعة (برنستون) تقريباً أربعون ألف دولار والذي لا يشمل السكن و الأكل؟ |
Oscar Shales'i öldürüp, cesedini bahçeye gömmesi buna dahil değil. | Open Subtitles | لا يشمل ذلك إطلاق النار وقتل (أوسكار شيلز) -ودفن جثّته تحت حوض الطيور ... |
Üzgünüm. Sigorta bunu kapsamıyor. | Open Subtitles | أنا آسف، ولكن التأمين لا يشمل ذلك |
Belli bir noktaya kadar. Benim güvenlik seviyem Bölüm Beş'in projelerini kapsamıyor. | Open Subtitles | لحدما، تصريحي الأمني لا يشمل مشاريع "القطاع-5" |
Bunlar da başkanın lanet kız kardeşini kapsamıyor! | Open Subtitles | وهذا لا يشمل أختالعمدةاللعينة. |
- Ya da Cedric? - Oyuncaklar buna dâhil değil. | Open Subtitles | او سيدريك هذا لا يشمل الدمى |
Çok kaba biri ve saldırısını buna dahil etmedim bile. | Open Subtitles | وهذا لا يشمل الإعتداء أيضاً |