Hatta notaları var bende. Bu senin ne istediğini değiştirmez. | Open Subtitles | أعتقد بأن لديّ النوتة الموسيقية هذا لا يغير مما تريدينه |
Evet, seni yakaladıktan sonra. Bu senin yalan söylediğin gerçeğini değiştirmez. | Open Subtitles | نعم, بعدما اكتشفت أمرك لا يغير هذا من حقيقة أنك كذبت |
Senin farklı olduğunu biliyorum ama içinde bir şeyin seni zehirlediğini değiştirmez bu. | Open Subtitles | أعلم أنك مختلف لكن هذا لا يغير حقيقة أنه يوجد بداخلك شيء يسممك |
Evet ama bu yaptıklarını değiştirmiyor. Ve hükmünü de değiştirmiyor. | Open Subtitles | لا يغير ذلك حقيقة مافعله ولا يغير ذلك من عقوبته |
Bu amacımızı değiştirmiyor ama, bu nedenle biraz nefes alıp sorunu çözmeye çalışalım. | Open Subtitles | لكن ذلك لا يغير موضوعنا هنا، لذا لنقم بأخذ نفس و حل هذا |
Bu üniforma bizim için hiçbir şeyi değiştirmeyecek. Bu beyazların savaşı, Train. | Open Subtitles | هذا الزي لا يغير اي شي بالنسبةالينا هذة حرب الرجل الابيض ,تراين.. |
Arada istisnalar olması bu gerçeği aslında değiştirmez. | TED | ووجود بعض الاستثناءات لا يغير من تلك الحقيقة على الاطلاق |
Ama bu bize 600 bin dolar borcun olduğu gerçeğini değiştirmez. | Open Subtitles | لكن هذا لا يغير من حقيقة أنك مدين لنا بستمائة ألف دولار |
Alt tarafı arkadaşlar bunları biz evlendikten sonra alacaklar, bu da bir şeyi değiştirmez. | Open Subtitles | سيحصل أصدقاؤنا عليهم في النهاية بعد زواجنا هذا لا يغير شيئاُ |
Bunlar, suçlunun kefaletsiz tutukluluk durumunu değiştirmez. | Open Subtitles | وهذا لا يغير من واقع انه محتجز بدون بكفالة في انتظار توجيه الاتهام |
Bu aramızdaki durumu değiştirmez. | Open Subtitles | لا تشعر بالسعادة هذا لا يغير شيئاً بيننا |
...muhtemelen sen unuttun birinin ismini değiştirmesi onun çehresini ve suçunu değiştirmez. | Open Subtitles | ربما نسيت بأن تغيير الإسم لا يغير وجه الشخص وجريمته |
Q, onun rezil durumda olduğunu biliyorum... ama bu sendeki değerini değiştirmez. | Open Subtitles | كيو , انا اعرف انه أخطأ لكن هذا لا يغير مكانته بالنسبة لك |
Haklısın tabii, Starling... ama bu hiçbir şeyi değiştirmez. | Open Subtitles | بالطبع ان على حق ، ستارلنج ولكنه في الحقيقة لا يغير أى شئ |
Boris Sokolov'un ölümü ne kadar trajik olsa da hiçbir şeyi değiştirmiyor. | Open Subtitles | وفاة بوريس سوكولوف، و في حين لا شك مأساوية، لا يغير شيئا. |
Ama bu, yaptıklarınızın kanunsuz olduğu gerçeğini değiştirmiyor, bunun da bir bedeli var. | Open Subtitles | ولكن هذا لا يغير حقيقة أن أفعالكم كانت غير قانونية إطلاقاً، ولذلك عواقب. |
Ancak bu, milyonlarca kadını ezen sistemi değiştirmiyor. | TED | لكن هذا لا يغير النظام الذي يحطم ملايين النساء. |
Grevin bitmesi bir şeyi değiştirmiyor. Talimatlar aynen devam ediyor. | Open Subtitles | إنتهاء الإضراب لا يغير شيئاً، الأوامر كما هي |
Ama bu çok kolay olan bir işi zorlaştırdıkları gerçeğini değiştirmiyor. | Open Subtitles | و لكن هذا لا يغير الحقيقة فهذا يجعل ما هو صعب سهل تماماً |
Ama, bu benim bu salonda bulunan ve bu ülkede yaşayan herkesin içeride, derin bir yerlerde, benzer arzular taşıdığına dair inancımı değiştirmeyecek. | TED | ولكن هذا لا يغير قناعتي كل واحد منا، في عمقنا، هنا في هذه القاعة وعبر هذا البلد، نتقاسم مجموعة مماثلة من الرغبات. |
İster inanın ister inanmayın Alan'ın burda olduğu gerçeği değişmeyecek. | Open Subtitles | أو إن كنتما تصدقان الأمر أم لا هذا لا يغير حقيقة أن آلن هنا |
ama karbondioksit Yine karbondioksittir. | TED | لكن ثنائي أكسيد الكربون لا يغير من طبيعته. |
Ben öyle değilim. Her ne yaptıysam sana olan duygularım hiç değişmedi. | Open Subtitles | لكن لست أنا ، فأياً يكن ما فعلته فهو لا يغير حقيقة مشاعري نحوكِ |
Sence bu bir şeyi değiştirir mi? Onun değil senin sözün önemli. | Open Subtitles | آلا تعتقدين أن ذلك لا يغير في الأمر شيئاً ؟ |
Kağıtlara bakarak onları değiştiremezsin, elindekini hatırla. | Open Subtitles | النظر اليهم لا يغير ما في ايديهم انت تعرف ماذا لديك |