Sadece ufak miktarlar. Bu yüzden çoğu kişi fark etmez. | Open Subtitles | كنتُ أسحب مبالغ صغيرة فحسب حتى لا يلاحظ أغلب الناس. |
Çoğu insan bunu fark etmez. Evet, orada bir süre dolaştım. Tıp okuluna mı gittin? | Open Subtitles | لا يلاحظ معظم الناس ذلك أجل، لقد مكثتُ هناك لفترة |
Belki kimse orada olduğunu fark etmez bile. | Open Subtitles | من المحتمل أن لا يلاحظ أحد وجودك. |
Dört kız kayıp ve biri terk edilmiş bir arabayı fark etmiyor. | Open Subtitles | 4فتيات مختفيات و احدهم لا يلاحظ سيارة مهجورة نعم ما الجديد ريد؟ |
Şeref listesine giriyorum ama babam fark etmiyor çünkü ceza alıyorsun. | Open Subtitles | أفعل لوحة الشرف، أبي لا يلاحظ لانك تتأخرين |
Ben bazı yönlerden gözlemciyim, tıpkı Holmes'un diğerlerine karşı kör olduğu gibi. | Open Subtitles | أنا ملاحظ في بعض الجوانب كما أن (هولمز) لا يلاحظ جوانب أخرى |
Ben bazı yönlerden gözlemciyim, tıpkı Holmes'un diğerlerine karşı kör olduğu gibi. | Open Subtitles | أنا ملاحظ في بعض الجوانب كما أن (هولمز) لا يلاحظ جوانب أخرى |
Önemsiz şeyleri fark etmez Chip. | Open Subtitles | إنه لا يلاحظ الأشياء الغير مهمة يا (تشيب) |
- Sean böyle şeyleri fark etmez. - Etmem. | Open Subtitles | شون) لا يلاحظ مثل هذه الأشياء) انا لا افعل ذلك |
- Kimse fark etmez sanmışsın. - Hayır, ben... | Open Subtitles | وتمنيت ان لا يلاحظ هذا احد - ماذا ؟ |
Kuş gitmiş. Belki Russell fark etmez. Pekala, herkes uyansın! | Open Subtitles | لقد ذهب الطائر، لعل (راسل) لا يلاحظ |
Acaba?" diyorum; çünkü birden susuyor ve gittiğimi fark etmiyor. | Open Subtitles | لأنه يصبح هادئ للغاية و لا يلاحظ عندما أبتعد |
O hiçbir şey fark etmiyor. | Open Subtitles | لكنّه لا يلاحظ ذلك |