"لا يمكنك تركها" - Traduction Arabe en Turc

• izin veremezsin
• onu bırakamazsın

Bazen hayatında bir şeyler olunca onların gitmesine izin veremezsin.
عندما تحدث أشياء بالحياة لا يمكنك تركها تمضي.

Suçlu hissettiğini biliyorum; ama sana bu şekilde davranmasına izin veremezsin.
أعرف أنك تشعر بالذنب, لكن لا يمكنك تركها تتمادى بمعاملنك بهذه الطريقة.

Seni takip eden şu karanlık bulut. İçine işlemesine izin veremezsin.
تلك السحابة السوداء التي كانت تتبعك، لا يمكنك تركها تدخل

- Ben burada ölmeyeceğim. - onu bırakamazsın.
انا لن اموت هنا لا يمكنك تركها هكذا

onu bırakamazsın değil mi dostum.
لا يمكنك تركها تنتظر, ياصاح.

Bebeğim, onu bırakamazsın.
حبيبتي، لا يمكنك تركها

Tüm hayatına onun hükmetmesine izin veremezsin!
لا يمكنك تركها تُسيطر على حياتك.

Jefferson Caddesi'ne gitmesine izin veremezsin. Ona Ajax satarlar.
لا يمكنك تركها تذهب إلى حي (جيفيرسون) سيعطوها مخدرات سامة

Dash, onu bırakamazsın.
لا يمكنك تركها يا (داش).