"لا يمكنك تصديق" - Traduction Arabe en Turc

• inanamazsın
• inanmamalısın
• inanıyor olamazsın

Onu yiyerek her zaman birlikte olacağınıza inanamazsın!
لا يمكنك تصديق ذلك بأكله يمكنكما أن تكونا دائما مع بعض

Bir konserve çorba ile neler yapabileceğime inanamazsın.
لا يمكنك تصديق ما يمكنني فعله بعلبة حساء

Bu adamın yaptıklarına inanamazsın Bulunduğu yerler hep bitki araştırması için Şunu dinle
لا يمكنك تصديق الاشياء التى فعلها هذا الرجل

Fakat yine de, televizyonda her duyduğuna inanmamalısın.
لكن بالطبع. لا يمكنك تصديق كل ما ترين بالتليفزيون.

Sana söylediği hiçbir şeye inanmamalısın.
لا يمكنك تصديق أي شيء تقوله لك.

Bu batıl inanca inanıyor olamazsın,
لا يمكنك تصديق الخرافات

Mahallenin nasıl değiştiğine inanamazsın.
لا يمكنك تصديق التغييرات التي طرأت على الحي

Ama kendin gözünle görmediğin şeylere inanamazsın, değil mi?
لكن لا يمكنك تصديق مالا يمكنك رؤيته، صحيح؟

Şükredelim. Okuduğun her şeye inanamazsın.
لحسن حظنا جميعًا، لا يمكنك تصديق كل ما تقرأه.

Anlıyorum, sen böyle bir aşka inanamazsın.
لا يمكنك تصديق ذلك هكذا ببساطة

İnsanların söylediği her şeye inanamazsın.
لا يمكنك تصديق كل شيء يقوله الناس

J R'dakilerin ne kadar organize olduklarına inanamazsın.
لا يمكنك تصديق كم أن موظفى (جيننجزرال) منظمون

Duyduğun her şeye inanamazsın. Ne?
لا يمكنك تصديق كل ما تسمعينه

Peyton, Hollywood'da okuduğun her şeye inanamazsın, bunu biliyorsun.
(بيتون) لا يمكنك تصديق كل شىء يكتب فى صحف هوليود

- Cora da Lancelot'ın öldüğünü söylemişti. Duyduğun her şeye inanamazsın.
و(كورا) قالت أنّ (لانسلوت) مات لذا لا يمكنك تصديق كلّ ما تسمعينه

Ne olduğuna inanamazsın Patrick.
لا يمكنك تصديق ماذا حصل يا (باتريك).

Söylediği hiçbir söze inanmamalısın.
لا يمكنك تصديق أي شيء تقوله

Yapma ama Nelson. Buna inanıyor olamazsın.
(نيلسون) بربك لا يمكنك تصديق هذا

Jamie buna inanıyor olamazsın.
(جيمي)، لا يمكنك تصديق ذلك