Bu barbarca işlenen cinayetlerde bulunan DNA örnekleri Dr. Jekyll'a ait değil | Open Subtitles | الحمض النووي مأخوذ من مسرح الجرائم وهو لا ينتمي الى الدكتور جاكل |
Bu adam buraya ait değil. Bu adam sizi öldürecek. | Open Subtitles | هذا الرجل لا ينتمي إلى هنا هذا الرجل سيتسبب بمقتلكم |
Bu kamp herhangi bir bölgeye, eyalete veya ülkeye ait değil. | Open Subtitles | هذا المخيم لا ينتمي لأي مقاطعة أو ولاية أو أمة |
Yatak odasındaki halının üzerinde Mark Jeffries'e ait olmayan sperm örneği bulduk. | Open Subtitles | لقد وجدنا المني على السجادة في غرفة النوم لا ينتمي للاحتفال جيفريز. |
Burada size garip gelen birşey varmı, Kızınıza ait olmayan? | Open Subtitles | هل ترى أي شيء غريب لا ينتمي إلى إبنتك ؟ |
Bana benziyor. Oranın saçmalık olduğunu ve oraya ait olmadığını biliyor. | Open Subtitles | إنّه مثلي، فهو يعرف أن المكان حقير، لا ينتمي إلي هناك |
Ona buraya ait olmadığı söyledim o ve onun şirketi beceriden yoksun o zavallı çocukların tarzlaryla kanunsuzca milyonlar kazanıyorlar | Open Subtitles | قلت له انه لا ينتمي هنا عليه وشركة كبيرة في نبش الملايين قبالة براعة وأسلوب هؤلاء الأطفال الفقراء؟ |
O oraya ait değil. İlaç verildi ona. | Open Subtitles | إنه لا ينتمي إلى ذلك المكان، لقد كان مخدراً |
Bu hamate kemiği bu kalıntılara ait değil. | Open Subtitles | العظم الكُلابيّ هذا لا ينتمي إلى هذهِ الجثة أنه يتلاءم مع جثة أُخرى |
Bu inciler hiç kimseye ait değil. Onlar doğaya ait! | Open Subtitles | هذا اللؤلؤ لا ينتمي لأي رجل إنه ينتمي للطبيعة |
O buraya ait değil. Hiçbir şey anlamadım. | Open Subtitles | لا ينتمي إلى هذا المكان، ليس هذا معقولاً |
O buraya ait değil. Hiçbir şey anlamadım. | Open Subtitles | لا ينتمي إلى هذا المكان، ليس هذا معقولاً |
O buraya ait değil. Hiçbir şey anlamadım. | Open Subtitles | لا ينتمي إلى هذا المكان، ليس هذا معقولاً |
Geldiğimden beri, aramızda buraya ait olmayan biri var gibi hissediyordum. | Open Subtitles | منذ أن عدت إلى هنا إنه كما لو كان هناك شخص بيننا ، لا ينتمي إلينا |
5. bölüme ait olmayan birini oraya göndermem. | Open Subtitles | لن أرسل أحداً إلى المستوى الخامس و هو لا ينتمي إلى هناك |
5. bölüme ait olmayan birini oraya göndermem. | Open Subtitles | أنا لن أرسل أحد إلى المستوى الخامس و هو لا ينتمي إلى هناك |
Sanki birisi bir şey arıyor kendisine ait olmayan bir şey. | Open Subtitles | يبدو أن هذا الشخص يبحث عن شيء محدد شيء لا ينتمي له أتتهم أحداً؟ |
Onlara ait olmayan formaları giyerken nasıl takım arkadaşlarımı izleyebilirim? | Open Subtitles | كيف أستطيع مشاهدة الناس ترتدي قميصاً لا ينتمي لهم؟ |
Alacalı rengi ve sertliği, insana ait olmadığını akla getiriyor. | Open Subtitles | لون الصبغة و الخشونة يشير لأنه لا ينتمي لبشري |
Her zaman ait olmadığı yerde biterdi. | Open Subtitles | يبدو فحسب أنه يمكث في الأماكن التي لا ينتمي إليها. |
Gerçek detektifin filmlerde olmadığına beni inandırmıştın. | Open Subtitles | أقنعتني حقاً أن المحقق الجيد لا ينتمي للأفلام |
Reueben düşen şeyleri görecek kadar zayıf veya salaksa öyleyse buraya ait değildir. | Open Subtitles | إذا كان روبن ضعيفا وغبيا لدرجة أنه لم يدرك ما سيحدث له إذن... هو لا ينتمي هنا |
Sanki kendi sesin bile o sessizlik içinde... oraya ait değilmiş gibi gelir. | Open Subtitles | كما لو أن صوتك لا ينتمي إلى هناك في وسط الصمت |
Fakat bazen ekstradan bir göğüs dokusu olmaması gereken bir yerde kalabilir. | Open Subtitles | لكن وفي بعض الأحيان يتبقى نسيج إضافي في أماكن لا ينتمي إليها |