Bak, çocuk kelimelerin detaylarına, dikkatli bakmıyor, yani çoğu zaman sadece tahmin ediyor. | Open Subtitles | انظر الولد لا ينظر بتمعن في تفاصيل الكلمه لذلك فهو معظم الوقت يخمن |
Bana bakmadı. Hala kartlarına bakıyordu ve işte bu tablonun baştan çıkarcı unsurlarından biri de bu, genç yaptığı şeye o kadar odaklanmış ki, bize bakmıyor. | TED | ولم ينظر إلي. فكان مازال ينظر إلى بطاقاته وهذا إحدى العناصر المغرية في هذه اللوحة فهو في قمة التركيز فيما يعمل لدرجة أنه لا ينظر إلينا |
Durmadan koşuşturan adam asla arkasına bakmaz çünkü riske girmez, utançtan yoksundur. | Open Subtitles | الرجل الذي يستمر في الركض و لا ينظر إلى الخلف لأنه لا يجرأ على ذلك بسبب الخجل |
Hiç gözüne bakmaz ve tabaktan yemezdi. | Open Subtitles | لا ينظر الى عينيك ولا يأكل أكثر من طبق واحد |
Odada olup da, şu an buraya bakmayan kimse yok. | Open Subtitles | لا يوجد شخص في هذه الغرفة لا ينظر بهذا الاتجاه |
Kimse bakmadığı bir sırada tüm topları deliklere soktum. | Open Subtitles | عندما كان الجميع لا ينظر دفعت جميع الكور فى كيسى |
11 yaşındayken üçüncü sınıftan bir kızla doktorculuk oynarken yakalandığından beri hiçbirimize bakmıyor. | Open Subtitles | لا ينظر الى اي واحدة منا منذ ان شوهد يلعب لعبة الطبيب والممرضة مع فتاة في الصف الثالث عندما كانه عمره 11 عاماً |
Sana nasıl baktığını görmen lazım-- gitarına bile öyle bakmıyor. | Open Subtitles | عليكِ ان تري الطريقة اللتي ينظر اليكِ بها انه حتى لا ينظر الى قيثاره بهذه الطريقة اوكي.. |
Pek bu tarafa bakmıyor ama tavır ve hareketleri sanki fazla katı, öyle değil mi? | Open Subtitles | فهو لا ينظر ، وتعابيره وسلوكياته صارمه قليلاً ألا تظن هذا ؟ |
Bazen sadece ben ve boyacı kalıyoruz-- o bana bakmıyor bile. | Open Subtitles | وأحيانًا فقط أنا وملمّع الأحذية العجوز... وهو كذلك لا ينظر إليّ. |
Bana sizin baktığınız gibi bakmıyor. | Open Subtitles | إنتهى الأمر , إنه لا ينظر إلي كما تـنظران أنتما لي |
Bu tarafa bakmıyor bile, çadırına doğru gidiyor. | Open Subtitles | حتى انه لا ينظر الى هذا الأتجاه هو ذهب للخيمة |
Bir Denizci sahile ayak bastığında asla durup ardına bakmaz. | Open Subtitles | عندما الجندي يصل الى الهدف لا يتوقف أبداً و لا ينظر الى الخلف أبداً |
Hangi adam başka bir kadına arada bir bakmaz? | Open Subtitles | و أى رجل لا ينظر أحيانا الى إمرأة أخرى ؟ |
Gözlerinize bakmaz, sigara içerdi ve.... ...herhalde beni dinlemiyor diye düşünürdünüz. | Open Subtitles | ،كان لا ينظر إلى العينين كان من نوع المدخنين الذي يدخن سيجارة تلو الأخرى وكان يدخن سيجارته وربما تعتقد أنه لا يستمع إليك |
Bir prens geçmişe bakmaz, hep ileriyi düşünür. | Open Subtitles | الأمير لا ينظر الى الخلف الى الأمام فقط |
Bana hiç öyle bakmaz. | Open Subtitles | إنه لا ينظر لي بالطريقـة ذاتها مطلقـاً |
Girdiğimizden beri sana bakmayan tek erkek o. | Open Subtitles | إنّه الرجل الوحيد الذي لا ينظر إليكِ. |
Gözümün içine bakmayan, anlamayan... 431 00:23:46,167 -- 00:23:46,963 Evde kimse yok. | Open Subtitles | لا ينظر في عينيك |
Belki de bu sahtekâr, peruk takarak ya da saçını boyatarak dikkatli bakmayan herkesi kandırabilmek için kendini Jolene'nin ehliyetindeki fotoğrafa benzetmiştir. | Open Subtitles | ربما حصل لنفسه على شعر مستعار أو صبغة، هل هنالك شيء ما ليجعلها تبدو مثل صورة رخصة "جولين" للسياقة تماما لتخدع أي واحد لا ينظر عن كثب. |
bakmadığı zamanlarda birbirlerine göz kırpıyorlar. Anladım. | Open Subtitles | عندما لا ينظر نحوهم، يرفرفون بأعينهم تجاهم بعضهم البعض |
Biliyorum ama bu kalbinin içinde bize tepeden bakmadığı anlamına gelmez. | Open Subtitles | أعلم، لكن ذلك لا يعني أنه في قلبه لا ينظر إلينا بدونية |
Biliyorum annem iyi görünüyor ama o kimse bakmadığı zamanlarda şarkı söyleyip dans eden çizgi kurbağa gibi. | Open Subtitles | أعلم ان امى تبدو لطيفة لكنها مثل ضفدع الكرتون الذى يرقص ويغنى حينما لا ينظر اليه احد |