Ortada bir kanıt yok, sadece kopya çekildiği şüphesi var. | Open Subtitles | لا يوجد أي دليل على الاحتيال فقط هناك اشتباه في حالات غش. |
Birisinin sana ateş ettiğine dair bir kanıt yok. | Open Subtitles | لا يوجد أي دليل على أن أي شخص اطلق النار عليك |
Bireylerin beyinlerinde baskın kısımlarının olduğu veya mantık ve yaratıcılık arasında sol-sağ ayrımı olduğu fikirlerini öne sürmeye yetecek herhangi bir kanıt yok. | TED | لا يوجد أي دليل لكي نقترح أن الأفراد يمتلكون نصفاً مهيمناً في الدماغ أو لدعم فكرة التقسيم يمين-يسار بين كل من المنطق والإبداع. |
Bunların doğru olduğuna dair bir kanıt yok. | Open Subtitles | لا يوجد أي دليل على صحتها |
Ama kaynağa dair her hangi bir delil yok. Dökülmüş bir şey ya da yanmayı körükleyecek bir alet yok. | Open Subtitles | لا يوجد أي دليل للمصدر لا يوجد أداة للاشتعال أو نمط معين |
Ve gerçekten, Special'ın şu anda yaşadıklarından... sorumlu olduğuna dair hiç bir delil yok. | Open Subtitles | وفي الحقيقة ، لا يوجد أي دليل على أن الدواء مسئول عن أي شيء مما تشعر به الآن |
Tom Friedinger'ın Annie Blount cinayetiyle doğrudan bağlantısı olduğunu gösteren bir kanıt yok. | Open Subtitles | لا يوجد أي دليل يربط المتّهم ( توم فريد بيرج ) ( بالضحيّة ( آني بلاونت |
Hikayeni destekleyecek bir kanıt yok. | Open Subtitles | لا يوجد أي دليل ليدعم روايتك. |
Bu işe bulaştığınıza dair henüz ortada bir kanıt yok. | Open Subtitles | لا يوجد أي دليل على تورطك بعد |
Öldürüldüğüne dair bir kanıt yok. | Open Subtitles | لا يوجد أي دليل انها ماتت |
Sebille oynandığına dair bir kanıt yok. | Open Subtitles | لا يوجد أي دليل على العبث بها |
Burada Pelant'ı kapsayan bir kanıt yok. | Open Subtitles | لا يوجد أي دليل لتورط (بيلانت) هنا |
Diğer davalar farklı yargılardaymış yani şu ana dek davaları bağlayan fiziksel bir delil bulunmamış. | Open Subtitles | لا,القضايا الاخرى كانت في مناطق قضائية اخرى إذن لا يوجد أي دليل مادي يربط بين القضايا حتى الان |
Onlarla konuştuğunuza dair bir delil bile yok. | Open Subtitles | لا يوجد أي دليل حتى على أنك تحدثت معهم. |