"لا يودّ" - Traduction Arabe en Turc

    • istemiyor
        
    Kek işiyle uğraşmak istemiyor. Ben de kıç işiyle uğraşmak istemiyorum. Open Subtitles لا يودّ فعل أمر الكعك، حسنٌ، لا أود فعل أمر المؤخّرة.
    Kurucular günü partisini iptal etmek istemiyor. Open Subtitles مما يعنى أنّه لا يودّ إلغاء حفلة إنطلاقة المؤسسين.
    Bir tarafım korkmuş ama öbür tarafım hiçbir şey hissetmemi istemiyor. Open Subtitles النيران أكثر سخونة، ثمّة شقّ منّي مُروّع لكن ثمّة شقّ آخر لا يودّ الشعور بأيّ شيء
    Ateş daha sıcak. Bir tarafım korkmuş ama öbür tarafım hiçbir şey hissetmemi istemiyor. Open Subtitles النيران أكثر سخونة، ثمّة شقّ منّي مُروّع، لكن ثمّة شقّ آخر لا يودّ الشعور بأيّ شيء.
    Bu ne şimdi? 'Burada ama seninle konuşmak istemiyor' un kibar hali mi? Open Subtitles ماذا يعني ذلك, شيفرة أنه موجود هناك لكنه لا يودّ التحدّث معي؟
    Kendisi burada değil çünkü drama istemiyor. Açıkçası ben de. Open Subtitles وإنّه ليس هنا لأنّه لا يودّ أيّ دراما أخرى، وضراحةً، ولا حتّى أنا.
    Seni rahatsız etmek istemiyor ama iyi olduğunu da bilmek istiyor. Open Subtitles لا يودّ مضايقتك، لكنّه يود الاطمئنان عليك.
    Seni rahatsız etmek istemiyor ama iyi olduğunu da bilmek istiyor. Open Subtitles لا يودّ مضايقتك، لكنّه يود الاطمئنان عليك.
    - Belli ki bulunmak istemiyor. Open Subtitles جليًا أنه لا يودّ أن يُعثَر عليه.
    Gel, baba. Harry şu an bizimle konuşmak istemiyor. Ama söylemeyecek kadar kibardır kendisi. Open Subtitles هيّا يا أبي، (هاري) لا يودّ الحديث معنا الآن، فأدبه يمنعه من قول هذا
    Danny bunu yapmak istememiş. Oğlun da çöle dönmek istemiyor. Open Subtitles (داني) لم يودّ فعل هذا، وولدكَ لا يودّ العودة إلى الصحراء.
    Sanırım birisi hapishaneye dönmek istemiyor Evet, aynen öyle. Open Subtitles -أعتقدُ أنّ هُناك شخصًا لا يودّ العودة إلى السجنِ .
    Ralph'in okulunun yarınki cadılar bayramı partisi için hazırlanıyordum ama gitmek istemiyor çünkü onunla gidecek kimse yok. Open Subtitles لقد كنتُ أستعدّ لحفلة عيد القدّيسين بمدرسة (رالف) غداً، لكنّه لا يودّ الذهاب لأنّ ليس لديه أحد يذهب معه.
    Babam onu etrafında istemiyor. Open Subtitles أبي لا يودّ رؤيتها بالجوار
    Gerçekten kimseyi incitmek istemiyor. Open Subtitles إنه لا يودّ أن يجرح أحداً
    Ama o istemiyor Caroline. Open Subtitles لكنّه لا يودّ ذلك يا (كارولين).
    Hayır, istemiyor. Tamam, tamam. Open Subtitles -كلّا، لا يودّ ذلك .

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus