"لبست" - Traduction Arabe en Turc

• giydim
• giyindim
• giydin
• giyinmiştim
• giydiğim
• giymiştim
• giyiyorsun
• giyip
• taktım
• giymişim
• giydiğini
• giydiğimi
• giyer
• giymiş
• giyinip

Üstümü başımı giydim ve heyecanlıydım ama kimse tek kelime etmedi.
لبست أفضل ما لدي وكنت متحمسة، ولم يقل لي أحد شيء.

Bir hafta boyunca, ne pencerenin önünde oturdum, ne o mavi elbiseyi giydim, ne de o sakallı adamı gördüm.
هذا كان منذ اسبوع مضى, ومن هذا الوقت لم اعد اجلس بجوار النافذة, ولا لبست الفستان الازرق

Cindy Sanders'ı etkilemek için böyle giyindim.
لقد لبست ملابس جيده لكي أبهر سيندي ساندرز

Bu pantolonu neden giydin?
لماذا لبست تلك الملابس الداخلية؟

Bir keresinde, cadılar bayramı için çörek adam gibi giyinmiştim.
ذات مرة لبست كبائع الكعك الصغير في عيد القديسين

...Mathilde yün mayoları giydiğim yeri görebildi.
حتىيمكنلماتيلدأنترى اين لبست لباس البحر الصوفي

Aslında bilerek gömlek giymiştim önlük giymemek için.
وكنت قد لبست خصيصاً قميصاً بدون كمين حتى لا أضطر لارتداء العباءة.

Beyaz Adidas giyiyorsun. Şimdi Nike revaçta.
لبست أديداس أبيض والجميع يعرف أن الماركة نايكي

Temiz çamaşır, ceket giydim. boynuma kravat bile taktım.
و لبست ملابس داخليّة جديدة و ارتديت سترة وربطة عنق

İyi bir mahallede yaşayabilmek, çocukları her yaz tatile çıkarmak için "yıka giy" kıyafetler giydim.
لقد لبست المستعمل لكي نتمكن من العيش في حي راقٍ لكي نتمكّن لأخذ الأولاد في إجازة كل صيف

O gün uyandım ve 28. elbisemi giydim.
ذلك اليوم استيقظت و لبست فستاني الثامن والعشرين

Ayağa kalktım, üstümü giyindim ve her şeyi bıraktım.
هممت و لبست داخل بيتي الثلجي و حزمت كل شيء بعيد

Parti için mi yoksa toplantı için mi giyineceğimi bilmiyordum. İkisinin ortası giyindim. -Ama fark etmedi.
لم أعلم هل ألبس للحفلة أم لاجتماع العمل، لذا لبست لكليهما

Bu kozu kullanmaktan nefret ediyorum ama önce ben giyinmiştim.
حسناً , أكره اللعب بهذه الورقة .... لكني لبست أولاً

- Yelek giydiğim gün geçerliydi.
إنها حقيقية ونافذة لأننى فى ذلك اليوم لبست صدرية.

"Aşkım Satılık Değil"* filminden etkilenip de püsküllü bir kıyafet giymiştim.
لبست ذلك الزي من الجلد المدبوغ بسبب ذلك الفيلم..

- 3 gündür o tişörtü giyiyorsun dostum. - Beyler, bana dedi ki...
لقد لبست ذلك القميص لمدّة 3 أيام

Yani, eğer üniforma giyip lazımlıklarla ve çıplaklıkla ilgileniyorsan galiba erkekler bu kadar teşhir olunca bunu üstesinden gelmek için kendilerini flört etmek zorunda hissediyorlar.
اعني , لو انك لبست الزي الرسمي اعتقد ان الرجال تشعر انها يجب ان تغازل للتعويض بشكل كبير عنهم

İyi ki ceketimi giymişim. Ama cebime nasıl girdi ki?
من حسن الحظ أني لبست السترة، كيف وصلت إلى جيبي؟

Yazları neden balıkçı yaka giydiğini anlamadan önce.
قبل أن أدرك لما هي لبست دراعة صوفية مع رقبة ضيقة في الصيف

Sağ ol ama bu elbiseyi senin için giydiğimi sanma.
شكراً. لكن لا تظن أنني لبست هذا من أجلك.

Öncelikle, pencerenizin önünden geçerken... -... lütfen pantolon giyer misiniz?
-أولاً ، عندما تمشي من أمام النافذة هلاّ لبست بنطال؟

Acele edin! Eğer ıslanacak koltuklarda yer bulamazsak kıyafetimin altına mayomu boşu boşuna giymiş olurum!
اسرعوا ، إذا لم نحصل على مقاعد في لعبة رشق المياة فسأكون قد لبست بذلة السباحة تحت ملابسي بلا هدف

Senin için giyinip kuşandım. Bana, bir akşam borçlusun.
لقد لبست وتجهّزت لأجلك أنت مدين لي بليلة عظيمة