Tamam mı? Orada yaşanan bazı şeyler için şehir onlara ruhsat vermez. | Open Subtitles | حسناً، المدينة لا تعطي بالضبط الرخص لبعض الأشياء التي تحصل هناك |
Ama unutulmuş oteller bazı şeyler için hâlâ iyidir. | Open Subtitles | لكن الفنادق المنسية ما زلت جيدة لبعض الأشياء. |
Sonradan anladım ki, bu aslında bazı şeyler için iyiydi: bir kutu boyayı karıştırmak ya da bir Polaroid'i sallamak gibi, ama aynı zamanda gerçek bir kıyametti. | TED | الآن أدركت متأخراً أن هذا الإهتزاز كان مفيداً فعلاً لبعض الأشياء مثل مزج الالوان أو هز الصور و لكن في ذلك الوقت كان الامر بالنسبة لي بمثابة النهاية. |
Pekala, bir şey söylemeden önce sizi birkaç konuda uyarmak zorundayım. | Open Subtitles | أولا أريد أن أحذرك بالنسبة لبعض الأشياء. |
Mira birkaç konuda aklıma başıma getirdi. | Open Subtitles | (ميرا) أرجعتني إلى صوابي لبعض الأشياء |
Bak, bazı şeyler için çok iyi bir hastane. | Open Subtitles | انظري, انه مشفى رائع لبعض الأشياء |