Tıp okuluna satmak için öldürüyorlar. | Open Subtitles | قتلوا الأشخاص لبيعهم إلى مدارس الجراحة يا سيدي |
Korsanlara yakalandık, bazılarımızı katlettiler, diğerlerini de satmak için sağ bıraktılar. | Open Subtitles | القراصنة اغاروا على مركبنا وقتلوا بعض افراد عائلتي وابقوا على الاخرين لبيعهم في اسواق النخاسة |
MacPherson en yüksek fiyat verene satmak için objeleri topluyordu. H.G.'nin de aynı şeyi yaptığını mı düşünüyoruz? | Open Subtitles | لقد كان يجمع (ماكفيرسون) المصنوعات لبيعهم للشاري الأعلى سعرًا، أتعتقدين أن (هـ ج) ستفعل الأمر نفسه؟ |
Kızları satmak için getiriyormuş. | Open Subtitles | يحضر الفتيات هنا لبيعهم |
Ocak ayındayız, satmak için en uygun ay. | Open Subtitles | إذا إنه وقت مثالي لبيعهم. |
Bu dört tekeri almak için satmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | اضطررت لبيعهم. |