Şimdiye kadar gösterdiğimiz her şey bağlantıları kurmak için üst veri kullanıyor. | TED | كلّ ما عرضناه عليكم إلى حدّ الآن، يستخدم بيانات التعريف لتأسيس الاتصال. |
Sadece bir ülkede tek bir siyasi parti kurmak yeterli değil. | TED | ليس هذا كافيًا لتأسيس حزب سياسي واحد للمساواة في دولة واحدة. |
2000 yılında, Güney Afrika'ya yeni bir opera topluluğu kurmak için gitme fırsatım oldu. | TED | مرة أخرى في عام 2000، أتيحت لي الفرصة للذهاب الى جنوب افريقيا لتأسيس شركة جديدة للأوبرا |
Bir başka Sierra Leoneli genç kadını yeni planlama ve ekonomik kalkınma bakanlığını kurmaya, yönetmeye davet ettim. | TED | تحديت امرأة شابة أخرى من سيراليون لتأسيس وقيادة وزارة التخطيط والتنمية الاقتصادية. |
Minimum kurum vergisi ödüyorlar her türlü tutanağı aklamak için kullanılabilecek sabit, güvenilir bir iş oluşturmak için kredi derecelendirmesi oluşturup, dosyalamaya razı oluyorlar. | Open Subtitles | يدفعون ضريبة أقل للشركات ويبنون تصنيفاً إئتمانياً ويطبقون إجراءات الشركات لتأسيس عمل ثابت يستحق الإئتمان والذي يمكن إستخدامه لغسل جميع التحويلات المالية |
Aslında geçen yıl bu alanda bir şirket kurmak amacıyla işimden ayrıldım. | TED | وفي الواقع تركت وظيفتي العام الماضي لتأسيس شركة في هذا المجال. |
Federal Cezaevi Bürosu kurmak için Washington'a gideceğini duydum. | Open Subtitles | سمعتُ بأنك ستغادر لواشنطن للتخطيط لتأسيس مكتب اتحادي للسجون |
Ona karşı gelir ve öldürürdün, Freya'yı alır ve Andromeda'yı kendi topluluğunu kurmak için kullanırdın. | Open Subtitles | كنت قد تحولت أنت وقتلوه, أرسل لفريا, واستخدام المرأة المسلسلة لتأسيس فخر الخاصة بك. |
Geçtiğimiz aylarda, insanlardan oluşan bir polis teşkilatı kurmak için Cylonlar insanları işe alıp, eğitmeye başladı. | Open Subtitles | فى الشهور الأخيرة بدأ السيلونز بتدريب وتجنيد البشر فى مُحاولة لتأسيس قوة شرطة بشرية |
- Yani artık para biriktiriyorsun... - Evet evlenip bir yuva kurmak için? | Open Subtitles | إذن أنت توفر المال الآن لتأسيس عائلة ومنزل ؟ |
Yeni ve daha iyi bir yaşam kurmak için fırsatı vardı. | Open Subtitles | بأن لديها فرصة أن تبدأ مُجدداً لتأسيس حياة أفضل |
Yeni dünya düzenini kurmak için atılmış ufak bir adım. | Open Subtitles | مُجرّد خُطوة أولى لتأسيس نظام عالميّ جديد. |
Bayan Baird'ın aile kurmak için yinelenen herhangi bir girişimi takdir edip muhafaza edeceğini düşünmek adilce olur. | Open Subtitles | أعتقد بأنّه من الإنصافِ أن السيد بيرد ستتستّر علينا لسعينا لتأسيس عائلة |
İş kurmak ve para kazanmak onu hiç heyecanlandırmazdı. | Open Subtitles | لم يكن مُتحمّسًا على الإطلاق لتأسيس عمل تجاري أو لكسب المال |
Yeni dünya düzenini kurmak için atılmış küçük bir adım. | Open Subtitles | مُجرّد خُطوة أولى لتأسيس نظام عالميّ جديد. |
Müdür yardımcısı kendi şirketini kurmak için işten ayrılıyormuş ve kuzenimin de hemen elemana ihtiyacı varmış. | Open Subtitles | حسنا، اتضح أن نائبه سيغادر لتأسيس شركته الخاصة، وقريبي يحتاج شخصًا، على الفور. |
Ülkemde, İslamcı ve Hristiyan gruplarının konseylerinin bir araya geldiklerini, gördüm, devletin girişimi ile değil, kendi girişimleriyle biraraya geldiler, herşeyin ılımlı bir tonda devam ettiği bir dönemde temas ve diyalog kurmak için. | TED | في بلدي رايت كيف ان مجلس الجماعات الاسلامية والجماعات المسيحية اجتمعوا معا , ليس بمبادرة من الحكومة ولكنهم اجتمعوا بمبادرة منهم لتأسيس حوار و تواصل في اوقات كانت الامور منخفضة التوتر |
Arkadaşımın paraya bir şirket kurmak için ihtiyacı vardı. | TED | لقد كان بحاجة إليه -- لقد كان بحاجة إلى ذلك المبلغ لتأسيس شركة. |
Belki de şimdi bir aile kurmaya başlamak için doğru zaman değildir. | Open Subtitles | ربّما الوقت الحالي ليس مناسباً لتأسيس عائلة. |
Devrimin hasarlarının ardından kültürlerini korumak için topluluklar kurmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | في محاولة لتأسيس جاليات للحفاظ على ما تبقى من ثقافتهم، بعد آثار الثورة |
Buraya, günahtan yoksun bir yuva kurmaya gelmişlerdi! | Open Subtitles | جاءوا الى هنا لتأسيس مكان بلا خطيئة |
Tüm günümü Liz Lemon'la ödeşmek için bir akım oluşturmak için harcadım. | Open Subtitles | لقد أمضيت اليوم بأكمله لتأسيس حركة (حتى أتمكن من النيل من (ليز ليمون |