Çünkü evinizde evcil tavşanınızdan başka yiyecek bir şey yoktu. | Open Subtitles | لأن كل ما لديكم لتأكلوه في منزلكم هو أرنبكم الأليف |
Gelsenize. Rahatınıza bakın. Size yiyecek bir şeyler hazırlayayım. | Open Subtitles | إذهبا للداخل، تصرفا كأنكما ببيتكما سأعد لكم شيئاً لتأكلوه |
yiyecek ya da içecek bir şey istersiniz diye düşündüm. | Open Subtitles | فكّرت أنّكم قد تريدون شيئاً لتأكلوه و تشربوه |
Al bakalım anahtarları. Bir dahaki geldiğimde size yiyecek bir şeyler getiririm. | Open Subtitles | أنا أثق بك ولهذا سأترك لك المفاتيح هنا وسأجلب لكم شيئاً لتأكلوه لاحقاً |
Ama size yiyecek güzel bir şeyler vereceğim. | Open Subtitles | ولكن سأعطيكم شيء جيد لتأكلوه |
Hepiniz yiyecek bir şeyler alın. | Open Subtitles | ستحصلون على شيء قليل لتأكلوه. |