doğrulamak için daha fazla test yapıyoruz, ama sonuçlar iyi görünmüyor. | Open Subtitles | نجري المزيد من التحاليل لتأكيد الأمر لكن الأمر لا يبدوا جيدا |
Olay yerindeki teşhisimi doğrulamak için zaman sınırımız olduğundan beri. | Open Subtitles | حسناً، لأنّ لدينا موعد أخير لتأكيد تشخيصي في مسرح الجريمة. |
Fakat hızlıca olması gerekiyor, çünkü yargıçlar benim performansımı onaylamak için varlar; Onlara fiziksel durumumun iyi olduğunu göstermeliyim. | TED | رغم ذلك، يجب أن يمرّ هذا بسرعة، لأن الحكّام أمامي، وهم هنا لتأكيد أدائي. يجب أن أظهر سلامتي الجسدية الكاملة. |
Lütfen, gelecek haftaki bağ turunu onaylamak için Marco'yu ararmısın? | Open Subtitles | هلا اتصلت بماركو لتأكيد الجولة في مزرعة العنب في الشهر القادم؟ |
Bu sabah 8.05'te nerede olduğunu doğrulayacak tanık var mı? | Open Subtitles | ألديك أي شيء لتأكيد أين كنت في الثامنة وخمس دقائق هذا الصباح ؟ |
Kartımızla yapılan bazı harcamaları teyit etmek için aramışlar. Dün akşam. | Open Subtitles | يتصلوا لتأكيد بضعة تعاملات أُجريت على بطاقتنا البارحة؟ |
Aynen. Olayı doğrulamak için Sahil Güvenliği, ve bir demeç almak için de seyahat acentesini ara. | Open Subtitles | بالطبع, أتصلي بخفر السواحل لتأكيد الأمر وكذلك للبحرية للأستبيان |
-4 saatte bir. Ciğerleriyle ilgilenirken biyopsi de yap. Wegener'i doğrulamak için ihtiyacımız olacak. | Open Subtitles | و أنتم برئتيه أحضروا نسيجاً للفحص سنحتاجه لتأكيد مرض ويجنر |
Pekala, kurbanın kimliğini doğrulamak için parmak izini araştırdım. | Open Subtitles | حسنا، ركضت يطبع لدينا مركز فيينا الدولي لتأكيد معك بطاقة تعريف |
Cesedi mezardan çıkarma iznim var ve ortaklığımızın hatrına eşleşme olup olmadığını onaylamak için orada olmayı istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | لدي تصريح لاخراج الجثه وبـ روح شراكتنا اعتقدت انك تريد الذهاب هناك لتأكيد التطابق |
-Evet, intihar kararını onaylamak için. | Open Subtitles | أوراق رسمية ؟ لتأكيد واقعة الأنتحار |
Bankanız fonların transfer edildiklerini onaylamak için telefonda. | Open Subtitles | بنكك على الهاتف لتأكيد نقل النقود |
Biliyorum. Bu hikayeyi doğrulayacak bir yol bulamazsak bu sadece dedikodudan ibaret olacak. | Open Subtitles | أعرف، كل ذلك مجرد أقاويل إلا إذا وجدنا طريقة لتأكيد روايته. |
Kistten aldığım kanın temiz olmasını umuyordum ancak kan vardı, ...kanser riskini doğrulayacak kadar fazla yoktu ancak elemek için de çok fazlaydı. | Open Subtitles | لقد تمنيت أن يكون السائل من الكيس شفافاً لكن كان هنالك آثار للدم ليس كافياً لتأكيد وجود السرطان لكن أكثر بقليل لإستبعاد ذلك |
Oy verenlerin çoğunun rahatsız olduklarını teyit etmek için anket yapmamıza gerek yok. | Open Subtitles | لا أحتاج إستطلاعات لتأكيد أن الجماهير غير مرتاحة |
Beni Sparta'yı teyit etmek için sen gönderdin, | Open Subtitles | أرسلتني إلى سبارتا لتأكيد هذا، |
Şu sıralarda söylediğim şeyi doğrulayan bir faks almanız lazım. | Open Subtitles | هذا صحيح، لابد وأنك ستتلقى فاكس في أي لحظة الآن لتأكيد ما أخبرك به |
Her yerde Jaffa devriyeleri var, Latonalılar'ın sokağa çıkma yasağına uymalarını sağlamak için. | Open Subtitles | هناك فرق من الجافا تقوم بدوريات فى كل أرجاء المكان لتأكيد بقاء أهل لاتونيس تحت حظر التجول |
Kati surette düşüncem şudur ki; halk, gizlilik hakkına sahiptir ve bizlerde gizlilik haklarının korunduğundan emin olmak için canla başla çalışıyoruz. | TED | لذا اعتقد بالاطلاق, ان للناس حق في الخصوصيه, ونحن نعمل بجد لتأكيد ان هذا الحق في الخصوصيه محمي. |
Şimdi, kuşkularımı doğrulaması için Sir Roderick'e sormak istiyorum. | Open Subtitles | و الآن أرغب بسؤالك يا سيد رودريك لتأكيد شكوكي |
Mahkeme kayıtlarının tüm bunları onaylaması lazım ama içimden bir ses doğruyu söylüyor diyor. | Open Subtitles | يجب أن نحصل على سجلات قضائية لتأكيد كل هذا، لكن حدسي يقول أنه يقول الحقيقة |
Bunu tam olarak bilmiyoruz, olay da bu. Bu yüzden mesajı onaylatmak istiyor. | Open Subtitles | نحن لا نعلم هذا بالتحديد , هذا هو محور الأمر كله لماذا يحتاج لوقت لتأكيد الرسالة |
Bunu doğrulamanın tek yolu fareye kızın kanından enjekte edip botülizm olmasını beklemek. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لتأكيد الأمر... هي حقن الفأر بدمها و انتظار أن يصاب بتسمم |