Anlayacağın bir tanesi mavi ateşin içinden seni takip edecek süreyi buldu. | Open Subtitles | كانت هناك ثواني لتتبع المسحور عبر اللهب الأزرق و لو تردد الظلامي |
İzin takip edilmesi için, birinin o harcamaları bulmamızı istediğinden şüpheleniyoruz. | Open Subtitles | نعتقد أنه أراد منا العثور على تلك الرسوم لتتبع ذلك الأثار |
Bir hareket paterni oluşturmak için harket eden noktaları takip etmeliler. | Open Subtitles | إنهم بحاجة لتتبع سلسلة من نقط المتحركة للحصول على نمط الحركة |
İkinci olarak ilaç şirketlerinin yürüttüğü yenilik, araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin, en önemli, en zararlı hastalıkların izini sürmesini istiyoruz. | TED | ثانيًا، نريد أنشطة مبتكرة، البحث والتطوير الذي تفعله شركات صناعة الأدوية، لتتبع الأمراض الأكثر أهمية والأوسع إتلافًا. |
Böylesi bir testosteron artışı, bir erkeğe, aksi durumda hiç farketmeyeceği bir kadını izleme dürtüsü verebilir. | TED | زيادة كهذه في التستوستيرون قد تعطي الرجل الدفعة الكافية لتتبع امرأة لن يكون قد لاحظها لولا ذلك. |
Iyi, ışığı bulmak için fazla vaktim yok ayrıca çok sert de olamaz. | Open Subtitles | نعم , لم يتبقى الكثير من الوقت لتتبع القوانين لا يمكنهم التخيل |
Bilim insanları bu teknolojiyi nesli tükenmekte olan vahşi yaşamı izlemek için kullanabilirler. | TED | يمكن للعلماء استخدام هذه التقنية لتتبع الحياة البرية المهددة بالانقراض. |
Bu uçakları izlemenin bir yolu yok mu? | Open Subtitles | أليس لديهم طريقة لتتبع هذه الطائرات ؟ |
"Nash yaşıyor. 'Çekim' yönüne giden Jimmy'nin peşinden gidiyor." | Open Subtitles | ناش مازال على قيد الحياه وذهب لتتبع جيمى كونوا مستعدين له |
Bir aracı var ve fırtına takibi için uzun mesafeler katediyor. | Open Subtitles | إنه يتنقل ويسافرلمسافات بعيدة لتتبع العواصف |
Cihazdaki video kamerayı kullanarak yüzümü takip ediyor. | TED | يستخدم كاميرة الفيديو في الجهاز لتتبع وجهي. |
Tüm akıllı aletlere sahip olmalısınız-- akıllı araba, akıllı ev, akıllı tabletler, akıllı saat, akıllı telefon; hepsi faaliyetlerinizi takip etmek için. | TED | تحتاج إلى كل الأجهزة الذكية هناك .. سياراتٍ ذكية، بيتٍ ذكي، منضدةٍ ذكية، ساعةٍ ذكية، هاتفٍ ذكي لتتبع كل نشاطاتك هناك. |
Jeologlar uzun zamandır Dünya'nın yer kabuğundaki bu küçük hareketleri takip etmek ve haritasını çıkarmak için sismograf kullanıyorlar. | TED | استخدم الجيولوجيون منذ فترة طويلة مقياس الزلازل لتتبع ورسم هذه التحولات الصغيرة في القشرة الأرضية. |
O zamandan beri Meksika'da seçim yolsuzluğunu takip etmek amacıyla kullanıldı. | TED | ولقد تم تنفيذه بالفعل منذ ذلك الحين في المكسيك لتتبع تزوير الانتخابات. |
Washington'da karların temizlenmesini takip etmek için kullanıldı. | TED | تم تنفيذه في واشنطن دي سي لتتبع تنظيف الثلوج. |
Denizin dibine yakın yerde yem ararlar ve duyusal oyuklarını çürümekte olan leşlerin koku izlerini takip etmek için kullanırlar. | Open Subtitles | تجمع غذائها بالقرب من قاع البحر وتستخدم صفوف خياشيمها الحساسة لتتبع آثار الروائح المنبعثة من الجثث المتعفنة |
Astronotlar, kayanın üzerine indikten sonra, izini sürmek için bir radyo alıcı-vericisi yerleştirebilir. | Open Subtitles | بمجرد الهبوط على الكويكب يمكن لرواد الفضاء تركيب جهاز إرسال راديو لتتبع مكان وجوده |
Derek Poole diye bir patlayıcı uzmanının izini sürmem gerek. | Open Subtitles | أحتاج لتتبع أحدهم.. خبير متفجرات.. ديريك بوول |
Başka ipuçlarını kovalamak için izleme ekibimi geri çektiler. | Open Subtitles | لذا قاموا بسحب فرق المراقبة لتتبع خيوط أخرى. |
Ve kilite de izin verilmediğinden, geceleri de Maw Maw'ı takip etmenin yeni bir yolunu bulmak zorundaydık. | Open Subtitles | وبحكم ان القفل اصبح ممنوعا كان يجب ان نجد طريقة جديدة لتتبع ماو ماو في الليل |
Eğer telefon görüşmelerini izlemek için yaptığın şeyi 30 saniye içinde durdurmazsan, karın tanınmaz bir hale gelecek. | Open Subtitles | اذا لم يتوقف ما تفعلوه لتتبع هذه المكالمات خلال 30 ثانية فلن تستطيع التعرف عليها |
Booth'a göre, Spew grubunu izlemenin yolu yok. | Open Subtitles | حسب كلام (بوث) لا يوجد طريقة لتتبع هذه الفرقة (سبيو) |
Ama birkaç yıllığına ara verip hayallerinin peşinden koşmak ve biraz eğlenmek için para biriktirdin, değil mi? | Open Subtitles | ،لتأخذ عدة سنوات بلا عمل لتتبع حلمك, وتمرح قليلاً, أليس كذلك؟ |
Seksi sesli GPS takibi için fazladan para ödediniz. | Open Subtitles | لقد دفعت زيادة لتتبع الشحنة المباشر بالصوت المثير. |
Sadece bir ucubenin izini sürmeni daha kolay hale getirebilecek bir kaynak. | Open Subtitles | كنت فقط تفعل ذلك أسهل ل نزوة لتتبع مصدر . |