Tekerlekli koltukla güvenlikten geçmek ne kadar sürer, biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلمين كم تحتاجين من الوقت لتجاوز الأمن بالكرسي المتحرك؟ |
Küresel hedeflerimizi yeniden düşünmek, yenilenebilirlik yoluyla sürdürülebilirliğin ötesine geçmek ve küresel ısınmayı tersine çevirmek için gereklidir. | TED | نحن بحاجة إلى إعادة التفكير في أهدافنا العالمية، لتجاوز الاستدامة نحو التجدد، وفي طريقنا لذلك نعكس الاحتباس الحراري. |
Çünkü berbat bir şey oldu ve atlatmak için bizim yardımımızı istemedi. | Open Subtitles | ﻷن شيئا مريعا حدث و هي لا تقبل مساعدتنا لتجاوز تلك المحنة |
Bunları atlatmanın en iyi yolu benim yaptığım gibi yapmaktır. | Open Subtitles | أفضل طريقة لتجاوز ذلك.. ، هو فعل ما أفعله أنا |
Duvarı aşmanın tek yolu bu. Yoksa bizi durdururlar. | Open Subtitles | هذه هي الطريقة الوحيدة لتجاوز الجدارهذاوإلاسيتموقفنا. |
Bir kızı unutmanın tek yolu yeni bir kız bulmaktır. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لتجاوز علاقة مع فتاة هو بمصاحبة فتاة أخرى. |
Her kimse elinde diğer anahtarı etkisiz kılacak bir ateşleyici olmalı! | Open Subtitles | كائنا من كان... فهو يملك مفتاح لتجاوز.. الزناد الاساسي.. |
İnsanlar silahlı korumaları geçmenin en kolay yolunun yüksek teknoloji ya da büyük silah gücü olduğunu düşünür. | Open Subtitles | الناس تعتقد أن أسهل طريقة لتجاوز حراس مسلحين هي معدات التكنولوجيا الفائقة مع قوة إطلاق خطيرة |
Bunu atlatmana yardım edeceğim. Ama bana bu şansı vermen gerek. | Open Subtitles | سأساعدك لتجاوز هذه المحنة، لكن عليك بمنحي فرصة. |
Onun ölümünü atlatmam için bir kaç haftadan daha uzun süre lazım. | Open Subtitles | صدِق أو لا، سيتطلَّب الأمر أكثَر من بضعَة أسابيع لتجاوز موتِها |
Az önce Ajan Turner gümrüğü geçmek için güvenlik yetkisini kullandı. | Open Subtitles | العميل تيرنر إستخدم كودا أمنيا لتجاوز الجمارك |
Güvenlikten geçmek 15 dakikamızı aldı. | Open Subtitles | أخذ منا الأمر 15 دقيقة لتجاوز رجال الأمن |
Ateşe dayanıklı tabakayı geçmek için ağır metale ihtiyacın olacak. | Open Subtitles | ستحتاج إلى أداة ثقيلة لتجاوز صفيحة مقاومة الحريق |
Bu durumu atlatmak için hala terapi görüyorum. | Open Subtitles | الساعات المطلوبة من العلاج لتجاوز الماضي |
Ama bunu atlatmak için ne gerekiyorsa yap. | Open Subtitles | ولكن افعل ما تريد لتجاوز هذا |
Bunu atlatmak için biraz zamana ihtiyacım var. | Open Subtitles | انا سأحتاج لوقت لتجاوز هذه |
Seni bütün yaz görmeyeceğim. Ve birine tutulunca, atlatmanın en kolay yolu hevesini almaktır. | Open Subtitles | و الجميع يعلم أن أسرع طريقة لتجاوز إعجاب هو التصرّف بشأنه. |
O muhafızları atlatmanın zekice bir yolunu bulamazsak işler hemencecik çirkinleşecek demektir. | Open Subtitles | حسنا ، في الحقيقة إلا إذا كنا نستطيع القيام بشيء ذكي لتجاوز هؤلاء الحراس ، ستكون الأمور صعبة جدا بسرعة كبيرة |
- atlatmanın tek yolu atlatmak. | Open Subtitles | . و الطريقة الوحيدة لتجاوز هذا الأمر هو تجاوز هذا الأمر |
Özel şifrelemeyi aşmanın bir yolu olabilir. | Open Subtitles | حسناً ، رُبما تكون هُنالك طريقة واحدة لتجاوز تشفير الملكية |
Bunu bana öğreten sendin birisini unutmanın tek yolu... | Open Subtitles | أنت الذي علمتني ... الطريقة الأفضل لتجاوز أحدهم هي |
Eminim size bunu hükümsüz kılacak bir şeyler söyleyecektir. | Open Subtitles | أنا واثق من أنه سيجد حلًّا لتجاوز هذا |
Parmak izini geçmenin bir yolu var mı? | Open Subtitles | هل هُناك أى طريقة لتجاوز إجراء مسح بصمة اليد ؟ |
O halde yeniden başlayalım. Temiz bir sayfa açalım. Her şeyi atlatmana yardım etmeme izin ver. | Open Subtitles | إذًا دعينا نبدأ صفحة جديدة، ودعيني أساعدك لتجاوز هذا. |
Bunu atlatmam için en iyi kararları vermemi sağlıyor. | Open Subtitles | إنّها تمنحني أفضل إحتمال لتجاوز هذا |
Yıldızlar, iki yeni eşiği aşmak için gereken Goldilocks şartlarını yaratacaklar. | TED | ستخلُق النّجوم الظروف المعتدلة المهيِّئة لتجاوز عتبتين جديدتين. |