Kabarcıkları, sardalyeleri daha sıkı gruplar halinde yakalamak için kullanırlar. | Open Subtitles | فهي تستخدمها لتحيط بالسردين لتجعلها في شكل مجموعات صغيرة وضيقة |
Ama bunu gerçekleştirmek için bazen, bir senaryo kurmalısınız. Ve senaryo kurmak için, bir fikir herkes ya da büyük çoğunluk, bunu gerçekleştirmenize yardım edecektir. | TED | لكن لتجعلها تحدث أحيانا، يجب عليك أن تقترح سيناريو. وتقترح تصميم، فكرة يمكن لأي شخص، أو الغالبية العظمى، أن تساعدك في تنفيذها على أرض الواقع. |
Nemli kalması için, arada bir ıslat. | Open Subtitles | تذكّر أن تضع عليها ماء من حين لآخر لتجعلها متبللة |
Teorik olarak bir topa, onu bumerang yapıp tüm yolu geri size dönecek kadar sert vurabilir misiniz? | TED | هل يمكنك نظريًا أن تركل كرة بقوة كافية لتجعلها ترتد مرة أخرى إليك؟ |
Daha resmi gözükmesi için ona bir üniforma hazırlayabiliriz. | Open Subtitles | يمكنك أن تخيط لها بذلة لتجعلها تبدو رسمية أكثر |
Hareket için beş dakikan var yoksa gidiyorum. | Open Subtitles | معك خمس دقائقِ لتجعلها تذهب أو أذهب انا. |
onu tehdit ettiğimde... ona ihtiyacın olmadığına inandırmak için | Open Subtitles | لم يكن في أنك سمعت الكلام لقد كان عندما هددتها لقد عملت بجد لتجعلها تعتقد أنك لا تهتم |
onu gururlandırmak için maç başına 15 dakikan var. | Open Subtitles | لديك 15 دقيقة في المباراة الواحدة لتجعلها فخورة بك |
İşe yaraması için taşakları da sokman gerektiğini duymuştum. | Open Subtitles | لقد سمعت أنه يجب عليك أن تدخل الخصيتين لتجعلها تعمل جيدا0 |
İşlerin rayında gitmesi için, bazen olayları çarpıtmanız gerekebilir. | Open Subtitles | أحيانا يجب أن تخلط قطع الأحجية لتجعلها متناسبة |
Bu yüzden çarşambaya kadar üniversiteye gitmek için valizini hazırlayacaksın. | Open Subtitles | لذا لديك حتى يوم الأربعاء ليلة الكلية لتجعلها اهتمامك |
Unutmak için kendini içkiye ya da haplara falan verirsin ama her zaman senin peşindedir. | Open Subtitles | قد تشرب و تتناول العقاقير لتجعلها ضبابيّة، لكنّها ستكون هناك دائماً تطاردك |
Geçen Noel'de morali bozuktu ve sen sebebini bilmemene rağmen sırf onu neşelendirmek için sekiz saat harcayıp tüm evi Noel ışıklarıyla süslemiştin. | Open Subtitles | في العيد , عندما كانت منزعجة و انت لم تعرف لماذا ؟ و قضيت ثماني ساعات تضع اضواء العيد في الشقة , فقط لتجعلها تهتف ؟ |
Onun şu an burada olması için hayatın boyunca hiç durmadan sürecek bir acıya katlanmayı kabul eder miydin? | Open Subtitles | أيمكنك أن تتحمل ألم انعدام الإحساس طوال حياتك لتجعلها تأتي إلى هنا في الوقت الحاضر؟ |
Sonra kendini hücrende, çarşafları söküp kendini asmak için düğüm yaparken bulacaksın.. | Open Subtitles | الشيء التالي كما تعلم، أنت في زنزانه وأنت تجرد من الالقاب ومفارش سريرك لتجعلها حبل المشنقة |
Kendini koruyamaması için ona ne yaptın? | Open Subtitles | ماذا فعلتَ لها لتجعلها غير قادرة على حماية نفسها؟ |
Eğer yeğenimle bir etkileşimin varsa... onu terk etmek için kullanmanı öneririm. | Open Subtitles | إن كان لكَ أي تأثيرٍ ..على إبنة أختي أنا أقترح أن تستخدمه لتجعلها ترحل |
onu gerçekten önemseseydin, onun sen ve ailesi arasında seçim yapmasını sağlamazdın. | Open Subtitles | إذا كنت تبالي بشأنها فعلاً لم تكن لتجعلها تختار بينك وبينهم |