"لتجنّب" - Traduction Arabe en Turc

    • kaçınmak için
        
    • engellemenin
        
    • kaçmak için
        
    • kurtulmak için
        
    • önlemek
        
    Bir şey olduktan sonra, bir hikâye anlatırdı onu analiz eder o kelimeyi söylemekten kaçınmak için her şeyi yapardı. Open Subtitles شيء ما سيحدث و يروي قصّة. ثم حللّت الأمر. أي شيء لتجنّب الحديث.
    Öyleyse bu ihtimalden kaçınmak için nelerden vazgeçeceğini bir düşünmelisin. Open Subtitles إذن عليك التضحية ببعض الأشياء لتجنّب ذلك الاحتمال.
    İlerideki zararlardan kaçınmak için lütfen eski kraliçeyi cezalandırın. Open Subtitles رجاء عاقبوا الملكة المذكورة لتجنّب أيّ أذى مستقبلي
    - Oaktown'daki mahallemin savaş alanına dönmesini engellemenin bir yolunu arıyorum. Open Subtitles أنا أحاول إيجاد طريقة لتجنّب تحويل منطقتنا في اوكتاون إلى ساحة قتال
    Hayır. Bu kadar çok hayatı riske atmayacağım. Savaşı engellemenin bir yolu olmalı. Open Subtitles لا، لن أخاطر بإزهاق هذا الكمّ مِن الأرواح لا بدّ أنّ هناك وسيلة لتجنّب الحرب
    Ren geyikleri şimdi sadece taze otlak bulmak için değil aynı zamanda kan emici yaz sineklerinden kaçmak için de göç etmeli. Open Subtitles تتحرك غزلان الرنة الآن ليس لمجرد إيجاد مراعٍ نضرة، بل أيضاً لتجنّب حشود ذباب الصيف ماصّ الدماء
    Kuzey iklimlerde depresyondan kurtulmak için. Open Subtitles في الأقاليم الشمالية يشربون لتجنّب الكآبة
    Bu riski önlemek için koronavirüslerin eşsiz bir özelliği var: çoğalma hatalarını kontrol eden ve hataları düzelten bir enzim. TED لتجنّب ذلك، تملك فيروسات الكورونا ميزةً فريدة: وهو أنزيم يتحقق من وجود أخطاء في عملية النسخ ويصححها.
    Başkan'ın şoförü ceza almaktan kaçınmak için orduya teslim oldu. Open Subtitles "قام سائق الرئيس الخاص بتسليم نفسه إلى الجيش لتجنّب العقاب"
    Kazadan kaçınmak için elimden geleni yaptım, tamam mı? Open Subtitles لقد بذلتُ كُل ما في استطاعتي لتجنّب ذلك الحادث ، حسناً ؟
    Yanlış anlaşılmalardan kaçınmak için, onları buraya listeledim. Open Subtitles لتجنّب سوء الفهم فقد فصَّلتهم هنا
    Kobra'lar gümrükten kaçınmak için Snohomish'in dışındaki özel bir havaalanını kullanırlar. Open Subtitles مهبط للطائرات خارج " سنوهوميش " لتجنّب الجمارك سيكون مقفلا
    Sonuçlarından kaçınmak için tek yol bu. Open Subtitles إنّها الطريقة الوحيد لتجنّب العواقب
    Lauren'in endişelendiği kavgadan kaçınmak için, herkes bir şey alsın. Open Subtitles لتجنّب التعارض ،الذي كانت (لورين) قلقة بشأنه سنبدأ بالدور
    Birbirini önemseyen arkadaşlar olmaya karar verdiğimizden beri Paige'le aramız daha iyi olmaya başladı fakat er ya da geç bunu berbat edecek bir şeyler yapacağımdan endişelendim bu yüzden bundan kaçınmak için araştırma yaptım. Open Subtitles بدأتُ أنا و(بايج) في الغدوّ على وفاق منذ قرّرنا أن نُصبح صديقين عطوفين لبعضنا البعض، لكن كنتُ أخشى أنّي في الأخير سأفعل شيئاً لإفساد ذلك، لذا أجريتُ أبحاثاً لتجنّب ذلك.
    Hayır. Bu kadar çok hayatı riske atmayacağım. Savaşı engellemenin bir yolu olmalı. Open Subtitles لا، لن أخاطر بإزهاق هذا الكمّ مِن الأرواح لا بدّ أنّ هناك وسيلة لتجنّب الحرب
    Onlardan kaçmak için bu süre yeterli. Open Subtitles وهذا وقت يكفيهم كلّ الكفاية لتجنّب هجمتي.
    Özellikle zorlu şartlardan kaçmak için... özgürce dolaşma özgürlüğü verilirse. Open Subtitles بخاصّة، إذا أُعْطُوا الحرّيّة للتّراوح على نطاق واسع و لتجنّب أصعب الظّروف.
    Dayaktan kurtulmak için her zaman uyuyor numarası yapardım. Open Subtitles من بين الطرق التي أنتهجها لتجنّب العقاب هو التظاهر أنني نائم
    House'un ekibini bu devamlı çılgınlık selinden kurtulmak için terk ettik. Open Subtitles (هذا هو سبب انسحابنا من فريق (هاوس لتجنّب هذا الفيضان المستمرّ من الجنون الصافي
    Felaketi önlemek içn... esneklik ve çeşitlilik sahibi olmak istersin. Open Subtitles لتجنّب تلك الكارثة، تُريدين الحصول على التنوّع والمرونة.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus