Bay Horman, biz oğlunuzu bulmak için elimizden geleni yaptık. | Open Subtitles | سيد هورمان، هذه السفارة قد فعلت كل ما في وسعها لتحديد مكان أبنك |
Ve kayıp genomorphların yerini bulmak için ikimizi de kullandın. | Open Subtitles | وأنت أستعملت كلانا لتحديد مكان الجينومورفس المفقودين |
Git anneye anevrizmanın yerini bulmak için serebral anjiyo yapmamız gerektiğini sonra da tamir etmek için ameliyat gerektiğini söyle. | Open Subtitles | اذهبي و اخبريهما انها بحاجة لتخطيط اوردة الدماغ لتحديد مكان ام الدم ومن ثم عملية لإصلاحها |
Asilerin yerini bulmak... ve o haini ortaya çıkarmak için, iki kat fazla çalışacağım, Efendim, | Open Subtitles | أنا سأكثّف جهودي، سيدي لتحديد مكان المقاومة لإيجاد هذا الخائن |
Uçağın yerini belirleme çabaları sürüyor. | Open Subtitles | الجهود مستمرة لتحديد مكان الطائرة ...لكن اذا فشلت هذه الجهود |
THRUsight; duvarların, çatıların ve enkazların altında kalan afetzedelerin yerini belirlemek için tasarlandı. | Open Subtitles | أن (ثرو سايت) تم تصميمه لتحديد مكان ضحايا الكوارث خلف الحوائط ، الطوابق ، تحت الأنقاض ، الحطام |
Onu hastaneye götürüp, tomografiyle kanamanın yerini bulup kafasına bir delik açacağız, belki o zaman bir şeyi kalmaz. | Open Subtitles | نذهب بها للمشفى نقوم بأشعة مقطعية لتحديد مكان النزف نقوم بحفر حفرة في جمجمتها و |
Tetikçinin nerede durduğunu tespit etmek için, ...kurşunun yörüngesini hesaplamaya ihtiyacınız var. | Open Subtitles | لتحديد مكان وقوف مُطلِق النار يجب أن نحسب مسار الرصاصة |
Tesisin boyutlarına bakılırsa, silahların yerini tespit etmek büyük güç gerektirebilir. | Open Subtitles | أخذًا بالاعتبار حجم المنشأة سيتطلب ذلك قوةً كبيرة لتحديد مكان هذه الأسلحة |
Üniversitede, bir koku tanıma sistemi tasarlamıştım. Gömülü ceset kalıntılarını bulmak için. | Open Subtitles | عندما كنتُ في الجامعة، صممتُ نظاماً للتعرف على الروائح لتحديد مكان الجثث المدفونة، صحيح؟ |
Pandora'nın yerini bulmak için kullanabiliriz diye düşündük. | Open Subtitles | نعتقد بأنه يمكننا أستخدامها لتحديد مكان باندورا |
Orpheus, Eurydice'i bulmak için kullanmış. | Open Subtitles | قام أورفيوس بأستخدامه لتحديد مكان أوروديس في العالم السفلي |
Bir seçmeni bulmak için fazladan beş dakika daha süre ekliyoruz. | Open Subtitles | سنضيق خمس دقائق إضافية للتصويت لتحديد مكان ناخبة |
Birkaç yıl önce Triad testi yapan şirketi aldı ve bu özellikleri taşıyan çocukları bulmak için birkaç soru ekledi. | Open Subtitles | قبل سنوات قليلة، triad إكتسب الشركة التي تعمل الإختبار لتحديد مكان الأطفال بهذه الميزات. |
Aife'nın yerini belirleme çabası içinde olmadıkları sürece. | Open Subtitles | حتى الان لا يوجد محاولات (لتحديد مكان (ايفا |
Her timin Ahmadilerin yerini belirlemek için bölgedeki bağlantılarla çalışan saha ajanları olacak. | Open Subtitles | كل فريق سيكون لديه عميل في الميدان يعمل مع عملائنا المحليين لتحديد مكان الأخوين (أحمدي) |
El yazmasının yerini bulup ele geçireceğimizi belirtip onu alınca ne yapacağımızı açıklayacağız. | Open Subtitles | لتحديد مكان "الإعادة" وإستردادها فسنشرح ما سنفعله عندما نحصل عليها مشروع : |
Bayan Lonsdale, Henry'nin nerede olduğunu tespit etmek için her şeyin yapıldığından emin olmanızı istedim. | Open Subtitles | السيدة لونسديل، كنت أريد أن أطمئنك ان كل شيء يجري لتحديد مكان هنري |
Bir milyon throne geminin yerini tespit etmek için. | Open Subtitles | مليون (ترون) لتحديد مكان السفينة |