Askerler içeri girip rehineleri kurtarmak için hazır bir şekilde emir bekliyorlar. | Open Subtitles | ما هو ردنا؟ القوات في وضع الانتظار بانتظار أمرنا بالهجوم لتحرير الرهائن |
Askerleri tehlikeden kurtarmak için güvenli olmayan bir yerden zorla geçirmek. | Open Subtitles | ترهيب حتى النهاية فرض حالة غير آمنة لتحرير الجنود من الخطر |
Kendimi bu gizemli hapishaneden kurtarmaya bir adım daha yaklaşmış olacağım. | Open Subtitles | سأكون على بُعد خطوة واحدة .. لتحرير نفسي من هذا السجن الغامض |
Birisini doğal olmayan kontrolden serbest bırakmak için eski bir sihir. | Open Subtitles | إنها تعويذة قديمة لتحرير أي شخص من سيطرة غير ه عليه |
Teslim alınmış bir adamı serbest bırakmanın tek yolu vardır. | Open Subtitles | ليس هناك سوي طريقة واحد لتحرير رجل تم اجباره علي الاعتراف. |
Beşi de çemberin içinde, birini karanlıktan çıkarmak için geldiler; hala yaşayan birini. | Open Subtitles | هنا بين الخمس اللواتي يشكلون الدائرة لتحرير واحدة قابعة في الظلام و ما تزال حية |
Annemi özgür bırakmak için ve bir muhafız tarafından öldürülen babanın intikamını almak için savaşıyorum. | Open Subtitles | أحارب لتحرير أمى ولأنتقم لأبيك الذى قتل بيد حارس من البشر |
Bununla birlikte, kurtulmak için göstereceği en küçük bir çaba devasa ağın dört bir yanından çok sayıda örümceği davet etmeye yarar. | Open Subtitles | رغم ذلك فإن أقلّ محاولة لتحرير نفسه لا يعمل إلاّ على جذب العديد منهم من جميع أنحاء الشبكة العملاقة. |
Bulmak zorundayız Ilginç bir yol O dosyayı kurtarmak için. | Open Subtitles | سيكون علينا أن نجد طريقة مثيرة للاهتمام لتحرير هذا الملف. |
Tubman, yeğenini, kardeşlerini, ebeveynlerini ve birçok insanı kurtarmak için 13 defa güneye döndü. | TED | عادت توبمان إلى الجنوب 13 مرة لتحرير ابنة أخيها، وأشقائها، والديها، وآخرون كُثر. |
Aramızda, bu ülkeyi Romalıdan kurtarmak için ölümü göze almayacak yok. | Open Subtitles | لا أحد بيننا غير مستعد للموت بسرور لتحرير هذه البلاد من الرومان |
Biliyorum ki insanlarımızı sahte tanrılardan kurtarmak için ... yan yana savaşacağımız günler gelecek. | Open Subtitles | أعلم أن اليوم سيأتي عندما نكون جنبا لجنب في ميدان القتال لتحرير قومنا من الآلهة الزائفة |
Biz Mayıs 22 hareketindeniz. Çocuğu kurtarmaya geldik. | Open Subtitles | نحن حركة الثاني والعشرين من مايو نحن هنا لتحرير الصبي |
Biz Mayıs 22 hareketindeniz. Çocuğu kurtarmaya geldik. | Open Subtitles | نحن حركة الثاني والعشرين من مايو نحن هنا لتحرير الصبي |
Ve oğlumu serbest bırakmak için paramı son kuruşuna kadar harcardım. | Open Subtitles | و مستعد لإنفاق كل ما أملك لتحرير ابني الوحيد |
Bu tür damıtmanın püf noktası, koku moleküllerini serbest bırakmak için ısı kullanırken aynı zamanda bu hassas maddelerin süreç içinde bozulmadığından emin olmaktır. | Open Subtitles | السرّ في هذا النوع من التقطير هو استخدام الحرارة لتحرير جزيئات الرائحة لكن تضمن في ذات الوقت |
İlkel kültürler ruhu serbest bırakmanın tek yolunun cesedi yakmak olduğuna inanırmış. | Open Subtitles | أتعلمان؟ الثقافات البدائية تؤمن أن الطريقة الوحيدةَ لتحرير الروح بحرقِ الجسد |
Benim "keskimse" Long Island buzlu çaydır ve bunu, ineğin içinde kısılı kalmış parti kızını çıkarmak için kullanırım. | Open Subtitles | أما نحتي فهو الشاي المثلّج الكحولي وأستعمله لتحرير فتاة الحفلات من مجموعة المهووسين |
Şu an tanımadıkları insanları özgür bırakmak için ölüyorlar. | Open Subtitles | هم يموتون اليوم لتحرير شخص ما هم لا يعرفونه |
Buz, tırmanmak için çok ince, bu durumdan kurtulmak için büyük çaba sarf ediyor. | Open Subtitles | الثلج هنا رقيق جداً ليتمّ الصعود عليه ويناضل لتحرير نفسه |
"Bay Jackson'a özgürlük" kampanyasını başlatan | Open Subtitles | الحَملة لتحرير السيد جاكسون بدأَت بفوستَر بيري |
Üçüncü olarak da, tuzağa düşmüş rakunları kurtarma ekiplerinin kurulması. | Open Subtitles | ثالثا, تنظيم فرق الانقاذ لتحرير الراكون الذي تم سقوطهم بالفخ |
Buraya arkadaşlarımı özgür bırakmaya geldim. Roma'nın yeni bir kukla kral yaratmasını değil. | Open Subtitles | لقد أتيت هنا لتحرير أصدقائي لم آت لمشاهدة روما تدعم دمية كملك جديد |
O köylüyü kurtarmanın tek yolu şu lanet kuşu yakalamak. | Open Subtitles | الطريق الوحيد لتحرير المواطن أنْ يمْسك ذلك الطير الملعون |
Şiddete başvurmadan Sör Loras'ı almanın bir yolu yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك أي طريقة لتحرير سير (لوريس) بدون عنف |
Ülkemizin özgürlüğü için gerekirse kanımızı veririz. | Open Subtitles | نحن جاهزون لمنح دمائنا لتحرير بلادنا. |
Sana, kara hindibağı dileğini nasıl serbest bırakmayı anlattığımı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتذكر ما أخبرتك بشأن الهندباء... وكيف اضطررنا لتحرير الأمنية؟ |
Ne olursa olsun Match'i serbest bırakmaya kararlı değil miydin? | Open Subtitles | ألم تقرر لتحرير الشبيه مهما كلف الأمر ؟ |