"لتحطيم" - Traduction Arabe en Turc

    • kırmak için
        
    • yok etmek için
        
    • kırmaya
        
    • yok etmeye
        
    • kırmayı
        
    • kıracak
        
    • yok etme
        
    • parçalamaya
        
    • parçalayacak
        
    • mahvetmek için
        
    Topu attığımda, üç sırığı da kırmak için atarım. Open Subtitles عندما القي الكره في لتحطيم العصي الثلاثه
    Evet, ruhundan geri kalanları yok etmek için hazırlanmış özel bir plaket. Open Subtitles نعم، لوحة خاصة ملهمة لتحطيم ماتبقى من معنوياتك
    Birçok şey yapabilir, çünkü umutla beslenen bir ışık kıpırtısı, karanlığın siperini kırmaya yeterlidir. TED كما يمكنه فعل الكثير، لأن وميضاً صغيراً من النور يتغذّى على الأمل كافٍ لتحطيم درعٍ من الظلام.
    Çünkü şeytan günahsızları ayartır ve tüm güzellikleri yok etmeye çabalar. Open Subtitles لأن الشيطان يغرر بالأبرياء يجاهد لتحطيم كل شئ جميل
    Ne yapmayı deniyordun, rekor kırmayı mı? Open Subtitles لتحطيم الرقم القياسي؟ هذا غير مضحك يا إل.
    Bazı kemikleri kıracak kadar sert, belki de sol dizi. Open Subtitles قاسياً لدرجة تكفي لتحطيم بعض العظام ربما أيضاً ركبة يسرى
    Dünyayı yok etme planlarınla kendini avutmaya çalışıyorsun ama bunu atlatman gerekiyor. Open Subtitles فى خطتك الصغيرة لتحطيم العالم لكنك تحتاجين إلى تجاوز الأمر
    Acımasız ve şok edici dürüstlüğü sayesinde Machiavelli, gücün gerçekte ne olduğu hakkındaki popüler yanılsamaları parçalamaya çalıştı. TED من خلال صدقه الوحشي والصادم، سعى مكيافيلي لتحطيم الأوهام الشعبية حول ما تنطوي عليه السلطة حقًا.
    Hem zaten, o lanet kayayı parçalayacak kadar büyük bir bombamız yok. Open Subtitles وعلي اي حال لم يكن لدينا قنابل كافيه لتحطيم تلك الصخور
    Camları kırmak için kullandığın cıvata anahtarı mı o? Open Subtitles أهذا هو مفتاح الربط الذي تستخدمه لتحطيم النوافذ؟
    Bir ofis sunumunun parçası olarak eşcinsellerin öpüşmesiyle ilgili utanma duygusunu kırmak için birbirimize yumulmuştuk. Open Subtitles لقد قمنا بتقبيل بعضنا البعض خلاص عرض للمكتب لتحطيم أي تحيز ضد المثليين
    Dün işteyken 72 saniyelik kendi rekorumu kırmak için alyansımı çeviriyordum. Open Subtitles حسنٌ .. كنتُ يوم أمس في العمل أقوم بتدوير خاتم زفافي لتحطيم رقمي السابق والذي هو 72 ثانية
    Şimdi ise birinci sınıf bir psikopat ve beni insanların hayatlarını yok etmek için kullanıyor. Open Subtitles الآن هو مضطرب عقلي من الدرجة الأولي و يستغلني لتحطيم حياة الناس
    L burada seni cezbetmek zorunda kaldı. lt sözleşmeleri yok etmek için tek yol oldu. Open Subtitles كان يجب أن أدعكم تنزلوا إلى هنا . كانت الطريقة الوحيدة لتحطيم العقود
    Babanın o anıları yok etmek için bu kadar uğraştığına göre ona karşı büyük bir tehdit oluşturuyorlar. Open Subtitles ليكس انا لا اعتقد بأن اباك يفعل مثل هذه النهايات لتحطيم تلك الذكريات إذا هم لم يشكلوا نوع من التهديد عليه
    Rekor kırmaya bu kadar yaklaşmışken. Open Subtitles لا تذهب، أنت أقرب الجميع لتحطيم الرقم القياسي
    Evet, 24 saatte en çok seyahat etme dalında Guinness rekorunu kırmaya çalışıyorum. Sanane ki? Open Subtitles أسعى لتحطيم الرقم القياسي لأطول رحلة في 24 ساعة، وما شأنك؟
    Kurbanların yaralarının şekli onların üçüncü gözlerini yok etmeye çalıştığını gösteriyor. Open Subtitles لكن تنسيب الجروح على ضحاياه يمكن أن يقترح بأنّه يحاول لتحطيم لهم.
    Bazılarımız içimizdeki ayrıcalık kalelerini yok etmeye çalışıyoruz. Open Subtitles البعض منا يعمل لتحطيم حصون الأمتياز من ضمن ذلك
    Kimsenin varlığından haberdar olmadığı etrafımızdaki camdan hücreyi kırmayı başaran biriyle çalışma imkanı ilham vericidir. Open Subtitles لذلك أن تحصلي على فرصة العمل عند شخص عرف طريقه لتحطيم كل الحواجز قبل أن يعي أحد بوجودها
    Bacaklarının bir kadınınkinden daha hızlı, kollarının bir kapıyı kıracak kuvvette olduğu zamanları hatırlıyorum. Open Subtitles أتذكر عندما كانت ساقاك أسرع من النساء عندما كانت أذرعتك قوية كفاية لتحطيم باب
    Eğer şehri yok etme planın yoksa süper kötü olamazsın. Open Subtitles إنّك لا تكون شرير خارق مالم تكون لديك خطة لتحطيم المدينة.
    Çok küçük bir yaşta, silahlara ilgi duymaya, kürekle eşyaları parçalamaya ve nesneleri kafasında dengede tutmaya başladı. Open Subtitles و في عمر مبكر, طور حباً للأسلحة و لتحطيم الأشياء و لوضع الأشياء على رأسه
    Böyle bir patlamanın yaratacağı şok dalgası o kadar büyük olacak ki Dünya'nın manyetik alanını parçalayacak ve jeomanyetik bir fırtınaya sebep olacak. Open Subtitles موجة الأهتزاز من نوعية سي إم إي و هي قويه جداً لتحطيم الحقل المغناطيسي مما يؤدي إلى عاصفه جيومغناطيسيه
    Ama bunu kendimizi mahvetmek için bir mazeret haline getiremeyiz. Open Subtitles ولكننا لا نستخدم ذلك عذراً لتحطيم أنفسنا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus