"لتحقيق العدالة" - Traduction Arabe en Turc

    • adalet
        
    • adaleti
        
    • adaletin
        
    Size öyle gözükmese bile ben de kızınız için adalet istiyorum. Open Subtitles وقد لا ترى ذلك لكنني أسعى لتحقيق العدالة من أجل ابنتك
    Benim öğrencilerim. Bir öğretmen olarak görevimi ya da önceliklerimi açıklamam istendiğinde eğitimin sosyal adalet için bir araç olabileceğini söylüyorum. TED هؤلاء طلابي، كلما طُلب مني توضيح عملي وأولوياتي كمعلم، أوضح بأن التعليم يمكن أن يكون أداةً لتحقيق العدالة.
    Hikâye anlatıcılar hayal kurmamızı sağlayabilir fakat bir adalet planına sahip olmak, bizim elimizdedir. TED يستطيع رواة القصص جعلنا نحلم، ولكن يعود كل شيء لنا ليكون لدينا خطة لتحقيق العدالة الإجتماعية.
    ..eğer herkesi bir araya getirip... ..tüm bunlardan sorumlu olan kişiye adaleti getirirsek. Open Subtitles لو أمكننا أن نجمع الكل سوياً لتحقيق العدالة تجاه المسؤول عن كل ذلك
    Genç bayan, adaleti yerine getirmek için buradayız. Kabare şovu seyretmek için değil. Open Subtitles الآن، أيتها الفتاة نحن هنا لتحقيق العدالة
    Vebadan sonra, huzursuz ruhlar tarafından uyarılmıştık, gerçek adaletin arkasında durmadığımızı söylemişlerdi. Open Subtitles لقد حُذرنا، عقب الطاعون، من الأرواح الغاضبة تبقى في الخلف لتحقيق العدالة
    adalet gereklidir falan gibi şeylere takmış biri değilim. Open Subtitles أنا لست مندفعة وراء الحاجة لتحقيق العدالة و كل هذه الأشياء
    adalet peşinde koşarken hayatlarını kaybedenler uğruna. Open Subtitles ولتكريم أولئك الذين فقدوا حيواتهم في سعيهم الجسور لتحقيق العدالة
    Biz de adalet için yasalara güvendik ama yasalar bizi düş kırıklığına uğrattı. Open Subtitles ونظرنا للقانون لتحقيق العدالة ولكن القانون احبطنا واخذنا لاسفل
    Buraya sadece adalet aramak için geldim. Open Subtitles أؤكّد لكم أنني لم آتي لهنا إلا لتحقيق العدالة.
    Bunca zamandan sonra olsa bile birinin bu kayıp kadınlar için adalet araması güzel. Open Subtitles أمر رائع أن هناك من يسعى لتحقيق العدالة لتلك النساء المفقودات بعد كل هذا الوقت
    Kanundisi adalet aramak açik bir suç eylemidir. Open Subtitles السعيّ لتحقيق العدالة الإلهية هو أمرٌ إجرامي تمامًا.
    ...ılımlı olmak ve adalet arayışı erdem değildir. Open Subtitles الاعتدال في السعي لتحقيق العدالة ليست فضيلة
    Irklar arası adaleti sağlamanın bir yolu olarak şiddet, hem işe yaramayan, hem de ahlaka aykırı bir yoldur. Open Subtitles العنف كوسيلة لتحقيق العدالة العرقية هو لا علميّ ولا أخلاقيّ.
    Geciktin. adaleti sağlıyordum. Ne zaman geldin? Open Subtitles انت تعرفنى اسعى دائماً لتحقيق العدالة متى وصلت؟
    Babam için adaleti sağlamanın tek yolunun bu olduğunu söyledi. Open Subtitles لقد أخبرني أن هذه هي الوسيلة الوحيدة لتحقيق العدالة من اجل أبي.
    Onun ölü arkadaşı için adaleti sağlaması ve bunun için bir yol bulması gerekiyordu. Open Subtitles لهذا ستجد طريقة أخرى لتحقيق العدالة لصديقتها
    Biz size kızınız için mutlak adaleti sağlayacak şeyleri gönderdik. Ve harekete geçecek cesaret de sizde vardı. Open Subtitles لقد أرسلنا إليك الوسائل لتحقيق العدالة لابنتك، وكان لديك الشجاعة للتصرّف وفق ذلك.
    adaletin yerine getirildiğini görmek için her şeyi defalarca riske attın. Open Subtitles أنت تخاطرين مرة تلو الأخرى لتحقيق العدالة
    Müttefik olabileceğimizi sanmıştım ama sen adaletin yerini bulması için gerekeni yapmak istemiyorsun. Open Subtitles ظننت أننا يمكن أن تغدو حلفاء ولكنك لا تنوي فعل ما هو ضروري لتحقيق العدالة
    Cantaloupe özgürdü. Sekreter ve Rottweiler'ı adaletin ellerindeydi. Open Subtitles و المساعدة و كلبها تم إلقاء القبض عليهم " " لتحقيق العدالة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus