Sen korumak için burada olmayınca burada daha fazla tutunamayacağını biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنت تعرف أنه لن يصلح هنا وأنت لست موجود لتحميه, أليس كذلك ؟ |
Masum olduğunu düşündüğü için mi yoksa onu korumak için mi yalan söylüyor bilmem ama yerini biliyor. | Open Subtitles | لا أدري إن كانت تكذب لتحميه أم لأنها تعتقد أنه بريء، لكنها تعلم أي مكانه |
Belki de onu korumak için her şeyi yaptı, posta atmak dahil. | Open Subtitles | ربما فعلت أي شئ لتحميه من أن يُجرح حتي كتابة الرسائل |
Güneş'ten daha uzakta bile olsa ne Dünya gibi manyetik alanı ne de onu Koruyacak bir ozon tabakası vardır. | Open Subtitles | على الرغم من انه أبعد كثيراً ، على عكس الأرض ، فإنه لا يوجد لديه حقل مغناطيسي ولا طبقة أوزون لتحميه |
Seyirci dolup taşacak. Bu gösteriye bayılacaklar. Koruyacak bir onurunuz olmadığını asla anlayamayacaklar. | Open Subtitles | هذا هو الجمهور سيصدقه إنهم يحبون الوهم لن يخمنوا أنك لا شرف لديكِ لتحميه |
Onu korumak için kendi adamlarından birini öldürdü, bunu neden yapmış olabilir ki? | Open Subtitles | لقدْ قتلتْ أحد رجالها لتحميه لمَ قدْ تفعل ذلك ؟ |
Ailenizin onu korumak için polise yalan söylediği doğru değil mi? | Open Subtitles | أليس صحيحا أن عائلتك كذبت على الشرطة لتحميه |
Arthur'un yanından ayrılmayıp onu korumak için elinden geleni yapmalısın. | Open Subtitles | عليكَ أن تبقى قريبًا من (آرثر)، وافعل أيّما يتطلّب لتحميه. |
Onu gerçeklerden korumak için mi bunu yapıyorsun? | Open Subtitles | أنتي تقومي بذلك لتحميه من الحقيقة ؟ |
korumak için oğullarını değiştiremezsin | Open Subtitles | أنت لم تقوم بتغيير جنس إبنك لتحميه |
Riley'i, Jacob'dan korumak için öldürdün. | Open Subtitles | قتلت رايلي لتحميه من جيكوب؟ |
Bazıları onu öldürmek, bir tanesi de korumak için. | Open Subtitles | , العديد ليقتله واحدة لتحميه |
Bazıları onu öldürmek, bir tanesi de korumak için geldi. | Open Subtitles | ,العديدليقتله واحدة لتحميه |
Koruyacak birşey kalmadı Susan. | Open Subtitles | لا يوجد شيء لتحميه بعد الآن سوزان |
Koruyacak kimse kalmadı. | Open Subtitles | لا يوجد أحد لتحميه. |