Bize bir dolu yalan söylemek için mektup yazma zahmetine katlanmış. | Open Subtitles | لقد كلفت نفسها عناء الكتابة لنا فقط لتخبرنا باأكاذيب |
annem bize durmamızı söylemek için arkasını döndü, ve arabanın kontrolünü kaybetti. | Open Subtitles | وهي قد استدارت لتخبرنا بأن نتوقف، وفقدت السيطرة على السيارة. |
Artık, ne düşündüğünü bize söyleyecek misin? | Open Subtitles | هل أنت على استعداد لتخبرنا بما يدور في ذهنك؟ |
Bize tapelerin ne anlama geldiğini söylemen yetmez. Mahkemede de söylemelisin. | Open Subtitles | ليس كافياً لتخبرنا ما تعنيه الأشرطة عليك قول هذا في المحكمة |
Ve belki makine öğrenimi, mekan algılama ve doğal dil işleme sorunlarıyla bize insan bilişi hakkında bir şeyler anlatmak için uğraşıyor. | TED | وربما، لكونه يتناول مشاكل فهم المشهد ومعالجة اللغة الطبيعية، لتخبرنا بشيء حول الإدراك البشري. |
Kevin her şeyi anlattı. Sizin de anlatmanızın tam sırası. | Open Subtitles | أجل، هذا صحيح، أخبرنا (كيفِن) بكل شيء حان الوقت لتخبرنا أيضاً بكل شيء |
Otomatikman ve belirli bir biçimde antibiyotiklerin nasıl kullanıldığını bize söylemesi için verileri toplayan bir sistem kurabiliriz. | TED | يمكن أن نبني أنظمة لجمع البيانات لتخبرنا تلقائياً، وعلى وجه التحديد كيف يجري استخدام المضادات الحيوية. |
Tamam, Lion-O sanırım sana ne olduğunu bize anlatmanın zamanı geldi. | Open Subtitles | حسناً لاينو اعتقد انه حان الوقت لتخبرنا ما الذي حدث لك |
Pekâlâ, kim olduğunu ve evimizde ne yaptığını söylemek için tam iki saniyen var. | Open Subtitles | حسنا لديك تماما ثانيتان لتخبرنا من انت وماذا تعمل في منزلنا |
Judy, hosteslerden biri, oradakilerin pistte federal bir polis tarafından tutulduğunu ve uçaktan birinin indirildiğini söylemek için kapıyı aradı. | Open Subtitles | جودي، إحدى المضيفات اتصلت بالبوابة لتخبرنا أنه تم إيقافهم وهم على المدرج من قبل مارشال فيدرالي |
- Yapmadığını söylemek için mi bizi çağırdın? | Open Subtitles | هذا ما أحضرتنا له , لتخبرنا أنه لم يفعلها ؟ |
Belki Dr.McKay'in kuşkuculuğunun birazını paylaşabilirim, ama bizim bu Wraith'e güvenemeyeceğimizi söyleyecek herhangi bir mistik hayale ihtiyacımız yok. | Open Subtitles | ربما أنا أشاطر د.مكاى في تشككه و لكن نحن لسنا في حاجة لأي رؤى صوفية لتخبرنا أن هذا الريث غالبا لا يمكن الوثوق به |
Kralın birşey duymayacağını söyleyecek kadar dürüstmüsün? | Open Subtitles | هل أنت شجاع بما فيه الكفاية لتخبرنا شيء تريد سماعه |
Hepimiz endişe içindeydik ve sen iyi olduğunu söyleyecek... nezaketi bile gösteremedin mi? | Open Subtitles | جميعنا فقدنا عقولنا من القلق وانت حتى لاتملم الحشـمه لارسال كلمات لتخبرنا بأنك بخير.. |
İkimiz de biliyoruz ki söylemen için konuşmana gerek yok. | Open Subtitles | انا وانت يابوب نتمنى انك كنت تتكلم لتخبرنا بالحقيقة |
İstediğimiz şeyi söylemen ve kendine yardım etmen için bir şans. | Open Subtitles | فرصة واحدة لتخبرنا بما نريد معرفته وتنقذ نفسك |
Bunu bize anlatmak için neden bu kadar beklediğinizin bir nedeni var mı? | Open Subtitles | هل هناك أي سبب كي تنتظر كل هذا الوقت لتخبرنا ؟ |
Onun ne olduğunu anlatmak için burada. | Open Subtitles | عندما وجدت أدلة لبرنامج حكومي سرّي، إنّها هنا لتخبرنا ما هو |
Kevin her şeyi anlattı. Sizin de anlatmanızın tam sırası. | Open Subtitles | أجل، هذا صحيح، أخبرنا (كيفِن) بكل شيء حان الوقت لتخبرنا أيضاً بكل شيء |
Tam olarak ne olduğunu bize söylemesi için durumu polise bırakacağız. Bilemiyorum. | Open Subtitles | على أي حال، سنترك الأمر للشرطة لتخبرنا بما حدث، لا أعرف. |
Nerede olduğunu söylemesi için ona yalvardık. | Open Subtitles | -ريدبيرد)؟ ) -لقد توسلنا إليها لتخبرنا بمكانه |
Kahrolası burada neler olduğunu bize anlatmanın zamanı geldi! | Open Subtitles | آن الوقت لتخبرنا ماذا يحدث ؟ |