Söylediği şeyleri Kinyazi'yi ve Doğu Sudan ordusunu korkutmak için kullan. | Open Subtitles | أنها أحرجتك في موضوع الحرب يمكنك استغلال ما قالته لتخيف كينيازي |
Ve kurbanlarını korkutmak için kullandığın bu saçmalıklar... bana sökmüyor. | Open Subtitles | وتستخدم كل هذه التفاهات لتخيف ضحاياك وهذا لا يؤثر فى |
Bunların hepsi hırsızları korkutmak için | Open Subtitles | فكلها صفعات لعينة للعقل لتخيف اللصوص و تذهبهم بعيدا |
Sorunlar sadece kamp ateşi etrafındaki çocukları korkutmak için uydurulmuş hikâyeler. | Open Subtitles | المشاكل مجرد قصص لتخيف الأطفال حول حفلات السمر |
Pekâlâ. "Ayıyı korkutmak için karşısında olabildiğince büyük görünmeye çalışın." | Open Subtitles | حسنا, افرد قامتك قدر ما تستطيع" "لتخيف الدب |
Bunu sadece milleti korkutmak için yapıyor. | Open Subtitles | انها فقط تفعل هذا لتخيف الناس |