Budizm'i batıda öğretme cesareti. | Open Subtitles | محاولة شجاعة لتدريس البوذيه في الغرب |
Bugün birine öğretme planın var mı? | Open Subtitles | أنت تخطط لتدريس أحد ما اليوم؟ |
Haftada iki gün hapishanede resim dersi veriyordum. | Open Subtitles | أنا استخدم لتدريس الفن يومين في الأسبوع حتى في السجن. |
Ama muhtemelen oradayken bir okulda İngilizce dersi vermeye gönüllü olduğunu bilmen gerekebilir. | Open Subtitles | ولكن يجب عليك على الأرجح أن تعرفي أنكِ تتطوعتي لتدريس اللغة الانجليزية في مدرسة محليه هناك |
Biz oraya İngilizce öğretmeye gittik çünkü devlet ülkeyi modernleştirmek istiyordu ve vatandaşlarını eğitim ile güçlendirmek istiyordu. | TED | تم إحضارنا لتدريس اللغة الانجليزية لأن الحكومة أرادت تحديث البلد وتمكين المواطنين عبر التعليم الجيد |
Bay Cutler size FBI rehine kurtarma operasyonlarında uygulanan Quantico taktiklerini öğretmeye geldi. | Open Subtitles | السيد كاتلر هنا لتدريس والوعظ طرق كوانتيكو ، مكتب التحقيقات الفدرالي إنقاذ الرهائن والتكتيكات. |
Hijyeni göstermek, davranış kontrolünü öğretmek ve düzen aşılamak için kurallar. | Open Subtitles | كانت تستخدم القوانين لتدريس النظافة .. للسيطرة على السلوك ولغرس النظام |
Bu kursu vermesi planlanan öğretmenle bir anlaşmazlık olmuş ve ilk derslerde olamayacak yerine geçen öğretmen de Matthew... | Open Subtitles | المعلمة المخصصة لتدريس هذا الفصل تضاربت مواعيدها و لن تستطيع الحضور بالمحاضرات الأولى و المعلم البديل لها هو (ماثيو) |
Hergün birine öğretme planı yapıyorum. | Open Subtitles | أنا أخطط لتدريس أحد ما كل يوم |
Bugün birine öğretme planın var mı? | Open Subtitles | أنت تخطط لتدريس أحد ما اليوم؟ |
Hergün birine öğretme planı yapıyorum. | Open Subtitles | أنا أخطط لتدريس أحد ما كل يوم |
New York'a taşınmak istediğini ve sinema dersi vermek istediğini biliyorum. | Open Subtitles | يريد العودة لـ "نيويورك" مجددًا لتدريس التصوير السينمائي |
Trafik dersi verme sırası bende de. | Open Subtitles | حان دوري لتدريس مادة تعليم القيادة |
Hayır, buraya öğretmeye gelmedim. | Open Subtitles | لا، أنا لم آتي الى هنا لتدريس |
Öğretmenler sınıflarını kontrol edebildikleri için o kadar müteşekkirdiler ki ben ve Randy dahil, herkese öğretmeye geri döndüler. | Open Subtitles | المعلمون كَانوا ممتنون جدا أن يكون عندهم السيطرة على قاعاتِ دروسهم ثانيةً، (وبذلك عادوا لتدريس الجميع ومن ضمنهم أنا و (راندي |
öğretmek için, o konuda gerçekten fazla şeyler bilmen gerekir. | Open Subtitles | حسناً، لتدريس شيئا ما، يجب ان تعرف الكثيره عنه |
İkinci olarak, Angela'nın psikoloji öğretmek için koleje geri dönmeyeceğini bildirmeliyim. | Open Subtitles | وثانيا، يجب ان اعلمكم ان انجليا لن تعود لتدريس علم النفس في هذه الكليه |
Ayrıca bugünkü derslerinize de başka bir öğretmen girecek. | Open Subtitles | سأعوضك بمدرَسة أخرى لتدريس درس اليوم |