Beni yok etmek için yeterli gücün yok ve bundan uzaklaşmadıkça da olmayacak. | Open Subtitles | أنتِ لا تملكين القوة لتدميري وأنتِ تريدين على كل حال أبعد من التحرر في العلاقات التي تربطكِ |
Şimdi, Perseus beni yok etmek için Argos'tan yola çıktı. | Open Subtitles | الآن بيرسيوس يلقي بنفسه من أرجوس لتدميري |
Beni yok etmek için cadıları getirdin. | Open Subtitles | لقد أحضرت لي ساحرات لتدميري |
Başından itibaren beni yok etmeye hazırlıklıydın. | Open Subtitles | كنت مستعداً لتدميري, منذ البداية. |
Biz konuşurken Oranjlı William beni yok etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | (ويليام) من "أورانج" حتى أثناء حديثنا هذا يبحث عن سبل لتدميري |
'Macklin'in beni mahvetmek adına havuzuma köpekbalığı koyman için para verdiğini biliyorum. | Open Subtitles | هيه , اعرف ان ماكلين دفه لك لتضع القرش في حوضي لتدميري |
Gelecekten, beni yok etmek için gönderildin. | Open Subtitles | لقد أُرسلت من المستقبل لتدميري . |
Hissettiğim kadarıyla, Wolowitz ve Koothrappali ile birlikte onun müzik sistemini kurarak beni yok etmek adına taktiksel bir hamle yapıyor. | Open Subtitles | كل ما أستطيع أدركه أنه يقوم بخطوة تكتيكة لتدميري, هو و ولوتز وكوثربالي يركبوننظامهاالصوتيالمجسم. (ستيريو) |
Ama bu, resmen beni yok etmek için yapılan organize bir iş. | Open Subtitles | لكن هذا مسعى مُنظم لتدميري. |
Beni yok etmek için nasıl bir komplo kuruyorsunuz? ! | Open Subtitles | كيف تخططون لتدميري ؟ |
Ranveer'in beni yok etmek için burada olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعرف أن (رانفير) جاء هنا لتدميري |
Hayır, beni yok etmek için. | Open Subtitles | -لا، لتدميري |
Söylemem gerek, sırf beni mahvetmek için kendini Conrad Grayson'a ifşa etmene şaşırdım. | Open Subtitles | أقرّ بأنني مصدوم من إقبالك على فضح نفسك إلى (كونراد غرايسن) فقط لتدميري |