Ona yardım etmek için kurulmuş destek grupları arıyorduk. | Open Subtitles | كنت أبحث عن مجموعات داعمة يمكننا الإنضمام إليها لتساعده |
O adama yardım etmek için elinden gelen her şeyi yapmıştı. | Open Subtitles | أوَتعلمان أنّها فعلت جلّ ما بإستطاعتها لتساعده |
Bir hayvan yaralanınca ve yardım etmek için elinden bir şey gelmezse yapılacak olanı biliyorsun. | Open Subtitles | أعني ، عندما يصاب الحيوان وليس لديك شيئ لتساعده به فأنت تعلم ماعليك فعله إنها ليست حيواناً |
İki türlü de, o gece onunla sığınağa ilaçları çalmasına yardım etmek için gittiniz. | Open Subtitles | في كلا الحالتين ، لقد ذهبت الى الملجأ معه في تلك الليلة لتساعده في سرقة الحبوب |
Ona yardım etmek için seni aradım. | Open Subtitles | فإتصلت عليك لتساعده |
Sırf ona yardım etmek için kadın kendi yolundan çıktı. | Open Subtitles | فقد إنحرفت عن طريقها لتساعده |
- yardım etmek için arabadan indi. | Open Subtitles | -خرجتْ لتساعده |