Haberci Ödülü için New York'a uçuyor. | Open Subtitles | إنها ستتطير إلى نيويورك لتسلم الميكروفون الفضى |
Ne yapıyoruz burda ? Nedir bu? Kendini ele vermek için mi burdasın? | Open Subtitles | ماذا نفعل هنا ، ما هذا هل انت هنا لتسلم نفسك |
Silah görevi için en yakın istasyona gidin. | Open Subtitles | توجه الي اقرب وحدة سلاح حالا لتسلم سلاحك |
Bu mektubu evine teslim etmem için sen vermiştin bu ayın 3. gününde. | Open Subtitles | أعطيتني هذه الرسالة لتسلم لمنزلك هنا في اليوم الثالث من الشهر القمري |
Onlara önerdiğimiz silahları almak için buraya geldiklerinde ekibinin birçoğunu alıkoyduk. | Open Subtitles | إحتجزنا فريقه عندما أتى لتسلم الأسلحة التي عرضناها عليه |
Bu tamamen özel bir durum. Sınavlarınız için tam zamanında geldiniz.. | Open Subtitles | يا لها من صدفة جميلة لقد وصلتما في الوقت المناسب لتسلم مهامكما |
Biz kutuyu alıp geri getirmek için gönderildik. Yani, kutuyu alıyoruz ve geri getiriyoruz. | Open Subtitles | أرسلنا لتسلم الصندوق إعادته لذا فنحن نتسلمه وسنعيده |
Yastıkköy'ün topraklarını teslim etmek için bu gece yarısına kadar vakti olduğunu bildiriyor. | Open Subtitles | تقول بأن مدينة الوسائد لديها حتى منتصف هذه الليلة لتسلم أراضبها |
Ülke avukatı, önerimin aksine size teslim olmanız için 24 saat süre tanıyor. | Open Subtitles | المدعي العام خالف نصيحتي ومنحك 24ساعة لتسلم نفسك |
Hayatta kalanlara su götürmek için, duyar duymaz olay mahalline... gittiğini söyledin. | Open Subtitles | اخبرتني انك اسرعت إلى أرض الصفر لتسلم المياه للمسعفين |
Doğrusunu istersen, sahibi olmayan bir aracın McDonald'tan bir grup insanı almaya gelmesi, bu tür rasgele işler için kullanılacak olması beni gerçekten korkutuyor. | TED | وبصراحة، صورة السيارة ذاتية القيادة وهي في طريقها إلى ماكدونالدز لتسلم الطلب بدون وجود صاحبها، فمجرد إرسال هذه العربات في هذا النوع من المهمات العشوائية يرعبني حقًا. |
Böylece ebeveynler gayet mantıklı olarak, "Çocuğumu geç almak için 10 şekel, | TED | فقال الآباء بتعقل كبير: "١٠ شيكل لأحضر لتسلم طفلي متأخرا؟ |
Michael'a hoşcakal demek için beklemek istemediğine emin misin? | Open Subtitles | ألا تود الإنتظار قليلا لتسلم على مايكل؟ |
Bir de fidye için yeni randevu ayarladı. | Open Subtitles | ولقد خطط لتسلم فدية أخرى أيضاً |
Tek yapman gereken, Meksika'ya uçmak sonra bu adrese gidip, Pablo Chacon için olan teslimatı alacağını söylemek | Open Subtitles | تذهب لهذا العنوان و تخبرهم أنك جئت لتسلم بضاعة "بابلو شاكون" |
Bay Ross Danbury federal hapishanesine tesliminiz için 72 saatiniz var. | Open Subtitles | اذا, سيد (روس) لديك 72 ساعة لتسلم نفسك لسجن (دانبري) الفيدرالي |
Bay Vail sizi bana bir şeyler ulaştırmanız için bana yolladı. | Open Subtitles | السيد "فيل" أرسلكَ لتسلم لى شيئا |
Bay Vail sizi bana bir şey iletmeniz için yolladı. | Open Subtitles | السيد "فيل" أرسلكَ لتسلم لى شيئا |
Mac'e basit bir mesajı iletmek için bunca yolu tepmen gerekmiyordu. | Open Subtitles | لـم يفترض بك أن تتعب نفسك لتسلم تلك الرسالة لـ(ماك) |
Umarım teslim olmak için arıyorsundur. | Open Subtitles | أتّمنى أنك تتصل لتسلم نفسك. |