| Tam biz çalışırken karısı aradı. Sadece sesini duymak için. | Open Subtitles | ...إتصلت زوجته حينما كنا في خضمّ العمل لتسمع صوته فقط |
| Evet, şimdi sesini duymak için gelecek yıla kadar beklemek zorunda. | Open Subtitles | أجل والآن يجب أن تنتظر عام أخر لتسمع صوتك |
| O zaman kulaklarını dana net duymaya adapte etmeliyiz. | Open Subtitles | إذاً لا بد أن نعدّل أذنيك لتسمع بوضوح أكثر |
| Yaşamını değiştirmek istedin bu yüzden de hikayeyi duymaya geldin. | Open Subtitles | أتريد أن تغير حياتك ؟ إذاَ تعال لتسمع القصة. |
| Radyo dinlemek için, bir televizyon ya da bir telefon için güç aktarımı yapabilirsiniz. | Open Subtitles | يمكن ان تبث من الطاقه ما يكفي لتسمع الراديو او تشاهد التلفاز او للتيليفون |
| Ama buraya eski zırvaları dinlemek için gelme | Open Subtitles | ولكنك لم تأتِ لتسمع عجوز يهذي كلاماً بلا معنى |
| Eminim dinleyecek kadar şansız olursun. | Open Subtitles | انا متأكدة أنك ستكون غير محظوظ كفاية لتسمع ذلك. |
| Ama önce en azından bir saatinizi birkaç tanığı dinlemeye ayırın. | Open Subtitles | لكن على الأقل خذ ساعه لتسمع شاهدين قبل فعل هذا |
| Ağlama ve iç çekmeleri duymak için mi? | Open Subtitles | لم تكن لتسمع شيئا غير الدموع والتنهدات |
| Bir ses duymak için bu şey... fakat bu bir mesaj değil, bir tahmin. | Open Subtitles | لتسمع صوت هذا شيء واحد... لكن هذه ليست فقط رسالة، انها تنبؤ. |
| duymak için, dinlemek yeter. | Open Subtitles | لتسمع على المرء أن ينصت فقط |
| Hikayeler duymak için... benim hakkımda. | Open Subtitles | لتسمع قصصا عنيّ |
| Bir kızın daha güzel olabileceğini duymaya hazır hale gelmesi için gözyaşlarından daha etkili ne olabilir ki? | Open Subtitles | ما أفضل من الدموع لتجعل الفتاة جاهزة لتسمع أنّها جميلة؟ |
| Ama bu duygularımı duymaya ve göğüslerin... en hassas bölgelerini öğrenmene... değmez mi sence? | Open Subtitles | ولكن ألا يستحق الأمر المعاناة لتسمع مشاعري و تعليماتي عن الطريقة المناسبة للمس نهودي؟ |
| Mide anlamıştı da kulaklar duymaya hazır değildi. | Open Subtitles | والمعده قد تفهمت الامر ولكن الآذن لم تكن مستعده لتسمع |
| Ama buraya eski zırvaları dinlemek için gelme | Open Subtitles | ولكنك لم تأتِ لتسمع عجوز يهذي كلاماً بلا معنى |
| Onca yolu ihtiyar bir adamın şikâyetlerini dinlemek için gelmedin ya. | Open Subtitles | لم تأتِ كلّ هذه المسافة لتسمع تذمر رجل مسن. |
| Aşk hayatımızı dinlemek için baya uzun yol gelmişsin. | Open Subtitles | قطعت كل هذه المسافة لتسمع عن قصة حبنا |
| Kendi günah çıkarmamı dinleyecek kadar güçlü değilim. | Open Subtitles | أنا لست قوي بما فيه الكفاية لتسمع منى اعترافي |
| Lisede süper oluşunla ilgili aynı futbol hikâyelerini dinleyecek. | Open Subtitles | لتسمع منك نفس قصصك عن كرة القدم، وعن صيتك الذائع عندما كنت بالمرحلة الثانوية؟ |
| Ama bu kızcağızın kocasının başarısını dinleyecek hali yok. | Open Subtitles | ليست بحاجة لتسمع عن نجاحات زوجها. |
| Buraya benim önemsiz hikâyemi dinlemeye gelmedin. | Open Subtitles | أنظر، لم تأتي هنا لتسمع قصتي الصغيرة |
| Li gündüzleri oraya giderdi. Müzik dinlemeye ve genç gibi yaşamaya. | Open Subtitles | لي) تذهب هناك أثناء النهار) لتسمع الموسيقى وتكون مراهقة |