"لتشعري" - Traduction Arabe en Turc

    • hissetmek için
        
    • hissetmen için
        
    • için bir sebep
        
    Zavallı etinize batan keskin bir şey, bir şey hissetmek için, herhangi bir şey, bundan başka bir şey. TED شيء حاد لتعلقي عليه جسدك الحزين. لتشعري بشيء، أي شيء، عدا هذا.
    Kendini güvende hissetmek için çökebilecek bir odayı seçtin. Open Subtitles لقد إخترتي الغرفة الوحيدة المهددة بالإنهيار لتشعري بالأمان فيها
    Daha iyi hissetmek için bunun yerine koyacağın bir şey bulmaya çalışıyorsun. Open Subtitles أنتِ تحاولين أن تجدي بديلاً لتشعري بالتحسن
    Kendini evinde hissetmen için bir iki parça eşyanı getirdim. Open Subtitles احضرت لك بعض الاشياء لتشعري كأنك في المنزل
    Kendini evinde hissetmen için bir iki parça eşyanı getirdim. Open Subtitles احضرت لك بعض الاشياء لتشعري كأنك في المنزل
    Biliyorsun ki suçlu hissetmen için bir sebep yok. Open Subtitles تعرفين... لا يوجد لديكِ شيء لتشعري بالذنب تجاهه
    Şimdi sadece kendini daha iyi hissetmek için söylüyorsun ve... bu da bencilliğin en kötü hali. Open Subtitles أنتِ تخبريني بهذا الآن لتشعري نفسكِ بتحسن و هذا أسوا نوع من الأنانية
    Ve şimdi de kendini daha iyi hissetmek için öyle değilmiş gibi davranıyorsun. Open Subtitles والآن تحاولين التظاهرَ بوجودِ سببٍ آخر لتشعري بالرضا عن نفسك
    - Asla daha iyi hissetmek için içme. - Sadece "daha da" iyi hissetmek için iç. Open Subtitles لا تشربي قط لتشعري بتحسن اشربي فحسب لتزيدي تحسنك
    Belki pisti hissetmek için bunu kullanabilirsin. Open Subtitles لذا ربّما يمكن أن تستعملي ذلك لتشعري بساحة التزحلق
    Her neyse, kendini kötü hissetmek için bir nedenin yok. Open Subtitles على أي حال أعتقد أنك لم تحصلي على سبب لتشعري بالقرف
    Gerçekten hissetmek için incecik bir uyku tulumu ve delikli, iki kişilik bir çadırın uzaydaki eşdeğeri lazım. Open Subtitles لكن لتشعري به حقاً تحتاجين في الفضاء ما يعادل كيس نوم رقيق وخيمة لشخصين تسمح بالتسرب
    Ama kendini daha iyi hissetmek için Adam'ı incitme. Open Subtitles لكن لا يجب أن تجرحي مشاعر آدم لتشعري بتحسن
    Öpücüğü, yemin ederim, — ulu tanrıça ayı bir hediye gibi açmış ve sen de gölgenin sonunda bileklerinden çözüldüğünü hissetmek için oradasın gibi. TED قبلتها، أقسم أنها... إذا فتحت الأم العظيمة بسرعة القمر كهديّة وكنت أنت هناك لتشعري بطيفك أخيراً منزوعاً من رسغك.
    Bunun, basitçe durumu kavramandan çok, onu hissetmen için altın bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Open Subtitles هل لي أن أقترح أنّ هذه فرصة ذهبيّة لكِ لتشعري بالحالة، بدلاً من ترشيدها ببساطة؟
    Ama ağrın varsa, daha rahat hissetmen için gerekeni yapman konusunda koşulsuz destekliyorum. Open Subtitles لكن انكنت تتألمين.انتي تملكين دعمي الغير مشروط لتفعلي ماتريدين لتشعري بالتحسن
    Ayaklarım seninkilerden daha beyaz değil. Kendini daha iyi hissetmen için sana öyle söyledim. Open Subtitles و قدميّ ليست أكثر بياضاً من خاصتك ، لقد أخبرتك بهذا لتشعري بتحسن
    İyi hissetmen için ne gerekiyorsa yap ama gelip de bana söylenme. Open Subtitles أو أياً ماكنتِ بحاجة لفعله لتشعري بالرضا ولكن إياكِ والتحدث إلي
    İnanılmaz bir şeyin parçasıymışsın gibi hissetmen için yönlendirildin. Open Subtitles لقد تم التلاعب بكِ لتشعري بإنّك جزء من شيء مذهل.
    Kendini suçlu hisetmen için bir sebep yok. Open Subtitles لايوجد لديك سبب لتشعري بالذنب

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus