Ve şimdi bunu düzeltmek için bir fırsatım var.Ama yardımın gerekli. | Open Subtitles | وعندى فرصة لتصحيحه, لكنى أحتاج الى مساعدتك. |
bunu düzeltmek için ameliyat olması gerekiyor. | Open Subtitles | سيتطلب الأمر وهذا لتصحيحه جراحية عملية |
Çok kötü bir şey yaptım ve bunu düzeltmek için vicdanımı bir kenara bırakıp çok kötü insanlarla iş birliği yaptım. | Open Subtitles | "لقد ارتكبت إثمًا شنيعًا، وخلال جهودي لتصحيحه" "تجاهلت ضميري وتحالفت مع قوم طالحين" |
Ama bunu düzeltmek için elimizde bir fırsat var. | Open Subtitles | لكن لدينا الفرصة لتصحيحه. |