"لتصلح" - Traduction Arabe en Turc

    • düzeltmek için
        
    • çözmek için
        
    • düzeltmen için
        
    • tamir ettirmeye
        
    • düzeltmesi için
        
    Geleceğini düzeltmek için geçmişe gidemezsin. Open Subtitles لاتستطيع ان تحضر الماضي لتصلح الحاضر
    Bunu bir özürle düzeltmek için artık çok geç. Open Subtitles لقد فات الاوان لتصلح هذا باعتذار
    İşler daha da kötüleşmeden bu sorunu çözmek için elinizden gelen her şeyi yapar mıydınız? TED هل كنت ستقوم بكل ما بوسعك فعله لتصلح هذه المشكلة قبل أن تتفاقم؟
    Bence bu beyzbol oyunu Noah'la arandaki sorunları çözmek için güzel bir yol. Open Subtitles أنظري أعتقد أن مباراة البيسبول طريقة سلمية نسبياً لتصلح الأمور بينك وبين نواه...
    Bunu düzeltmen için küçük bir fırsatın var. Open Subtitles انت تملك نافذة صغيرة من الفرصة لتصلح ذلك
    Muhtemelen kızın telefonunu tamir ettirmeye gittiğinizi söyledim. Open Subtitles لقد أخبرته بانه من المحتمل بأنها ذهبت لتصلح هاتفها.
    Ona söyle, diş düzeltmesi için verdiğim parayı kullansın. Open Subtitles أخبرها بأنني قلتُ أن تستخدم تلك النقود التي أعطيتُها لتصلح أسنانُها
    - Olanları düzeltmek için çok geç değil. Open Subtitles . لم يتأخر الوقت لتصلح الأشياء
    Bunu düzeltmek için bir yol bulmak zorundasın. Open Subtitles عليك.. عليك أن تجد طريقة لتصلح هذا.
    Mona arkadaşlıklarını düzeltmek için yaptığını söyledi. Open Subtitles مونا قالت بانها فعلت ذلك لتصلح صداقتهم
    Maeby üzgündü ama annesini düzeltmek için bir şans olarak gördü bunu. Open Subtitles كانت (مايبي) منزعجة لكنها رأت فرصة لتصلح من أمها
    İlişkimi düzeltmek için şimdi ne yapacaksın? Open Subtitles ماذا ستفعل الآن "لتصلح" علاقتي؟
    Durma çalış ama bunu çözmek için çok sıkı çalış çünkü eğer bu ününü zedelerse tavsiyenin bir değeri kalmaz. Open Subtitles هيا أعمل، لكن أعمل بجد لتصلح هذا المأزق لأنه لو أثر ذلك على سمعتك، توصيتك لن تكون لها قيمة
    Şimdi oturup sorunuları çözmek için plan yapacağız. Open Subtitles سنجلس وسنأتي بخطةٍ لتصلح حياتكِ
    Bunu düzeltmen için küçük bir fırsatın var. Open Subtitles انت تملك نافذة صغيرة من الفرصة لتصلح ذلك
    Seni Darren Roanoke'u düzeltmen için işe aldım. İşini yap! Open Subtitles لقد وظفتك لتصلح دورون رونوك, قم بعملك
    Arkadaşımın fotoğraf makinesini tamir ettirmeye geldik. Open Subtitles أصطحب صديقتي لتصلح آلة التصوير
    Sonunda egzozundaki sesi tamir ettirmeye mi geldin? Open Subtitles اتيت إلى هنا أخيرا لتصلح كاتم الصوت ؟
    Sherry'i bir sorunu düzeltmesi için çağırdım ve olanlara bak. Open Subtitles أنا أحضرت (شيرى) هنا لتصلح مشكلة وانظر ماذا حدث

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus