Masanda bulduğun tüfek de bizi Şaşırtmak için konmuştu. | Open Subtitles | السلاح الذي وجدته على مكتبك كان أيضاً هناك لتضليلنا |
Bence çiklet bizi Şaşırtmak için konmamıştı, bir hataydı. | Open Subtitles | لا أعتقد أنه تم وضع العلكة هناك لتضليلنا أعتقد أنها كانت خطأ فحسب |
Bizi Şaşırtmak için, cesetle birlikte yaktığınız obsidiyan bıçak değil. | Open Subtitles | وليس سكين "السَبَج" الذي أحرقته مع البقايا في محاولة لتضليلنا. |
Ön cepheye bizi yanıltmak için yerleştirilmiş olabilirler. | Open Subtitles | لربما قد تم غرسهم في خطوط الجبهة لتضليلنا |
- Eğer eşekarısı yanıltmak için konduysa, bunu başaramaması gibi bir risk de yok muydu? | Open Subtitles | اذا كان الزنبور قد وُضع لتضليلنا ألم تكن هناك خطورة من أن يفشل بذلك ؟ |
Bizi Şaşırtmak için ardında küçük oniks heykelcikler bırakırdı Gece Tilkisi bizim en öncelikli hedefimiz olmalı. | Open Subtitles | اطلق عليه هذ الاسم لأنه كان يترك خلفه بعض الخدع لتضليلنا... يجب ان نضع " نايت فوكس" فى المقام الأول |
Şaşırtmak için başka bir şey aldıklarını düşünüyor insan. | Open Subtitles | كُنت لتُفكر بأنهم سيسرقوا شيء آخر لتضليلنا |
Şaşırtmak için başka bir şey aldıklarını düşünüyor insan. | Open Subtitles | كُنت لتُفكر بأنهم سيسرقوا شيء آخر لتضليلنا |
Bizi Şaşırtmak için yapılmıştı. | Open Subtitles | كانت موضوعة هناك لتضليلنا |
Bizi yanıltmak için bir akıl hastasının işi gibi gösterilmiş olabilir. | Open Subtitles | قد تكون خدعة لجعلها تبدو عملا من معتوه لتضليلنا. |
Alay etmek için geride bıraktığı ufak mermer heykelcikler nedeniyle öyle anılıyor "Gece tilkisi" bir numaralı önceliğimiz olmalı. | Open Subtitles | اطلق عليه هذ الاسم لأنه كان يترك خلفه بعض الخدع لتضليلنا... يجب ان نضع " نايت فوكس" فى المقام الأول |