Bazen onları mayın tarlalarını temizlemek için bile kullanıyorlar. | Open Subtitles | وهم يستخدمونهم في بعض الاحيان لتطهير حقول الألغام |
Çokca kahve. Bazen sistemi temizlemek için gereken şey devrimdir. | Open Subtitles | أحيانا تكن الثورة هي ما تحتاجه بالضبط لتطهير النظام. |
Ashley, Frank ve diğerleri saldırıya uğradığın koruluğu temizlemeye gittiler. | Open Subtitles | رأينا من الأفضل ألا نخبرك يا سكارليت لقد ذهب آشلي وفرانك والآخرين لتطهير تلك الأحرش التي تعرضتِ للهجوم فيها اليوم |
İşlediği suçtan dolayı kendisini, ellerini, ruhunu temizleme ihtiyacı duymuştur. | Open Subtitles | سوف يحتاج لتطهير نفسه لتطهير يديه لتطهير روحه من تلك الجريمة البشعة التى قام بأرتكابها |
G.D. sistemlerini arındırmak için seviye 6 anti virüs çalıştırıyorum. | Open Subtitles | أنا أنشر مضاد للفيروسات مستوى سادس لتطهير أنظمة جي دي |
Tanrıya şükür, kasabayı onlardan arındıracak gücüm var. | Open Subtitles | وهم جميعاً كذلك، أشكر الله أنه أعطاني القوة لتطهير البلدة منهم |
Musallat olunmuş bir evi temizlemenin yolları var. | Open Subtitles | علينا أن نكون قادرين على إصلاحه يوجد طرق لتطهير بيت مسكون |
Bölgeyi temizlemeleri için ilçe yetkililerini arayan bizdik. | Open Subtitles | نحن الوحيدين الذين نستدعي المقاطعة لتطهير المنطقة |
Kendini bu durumun içinden çıkaracak bir yol arıyordun. | Open Subtitles | وتحاولين إيجاد طريق لتطهير نفسكِ |
Suyun altını delmek yerine... Suyu temizlemek için kullanılabilir. | Open Subtitles | استخدام آلات التنقيب لتطهير الماء من الممكن تنظيف الماء |
Birini iyileştirdiğim her seferinden sonra dinlenmek ve hastalığı kanımdan temizlemek için zamana ihtiyacım olacak. | Open Subtitles | ساحتاج الي فترة راحة لتطهير دمائي من المرض بعد كل مرة اعالج فيها احد. |
Damağını temizlemek için ufak bir parça baget ekmek al. | Open Subtitles | خذ قطعة صغيرة من الرغيف الفرنسي لتطهير الحنك. |
Çölde kurban günahları temizlemek için iyi bir servet getiren umuduyla . | Open Subtitles | أضحية في أرض قاحلة لتطهير الذنوب أملاً في جلب الحظ الجيد |
Ya alanı temizlemek için bizi oraya yönlendirdiyse? | Open Subtitles | ماذا لو انه يحول لنا هناك لتطهير المنطقة؟ |
E Bölüğü, Foy'un yakınlarındaki ormanı temizlemek için gönderilmişti. | Open Subtitles | اُرسلت الكتيبه لتطهير الغابه بالقرب من مدينة "فوي" |
Sadece dünyayı gerçek sakinlerinden temizlemeye ant içmiş deli bir adamla savaşıyordunuz. | Open Subtitles | ولكن مع مجنون لحملة الإبادة الجماعية لتطهير الأرض من أهلها الشرعيين |
Ailemizden hainleri temizlemeye geldik. | Open Subtitles | قد جئنا لتطهير عائلتنا من الخونة |
Belki de o bölgeyi temizleme başladığımızın farkında değil. | Open Subtitles | ربما لم يعلم بمدى ما قمنا به لتطهير هذه المنطقة |
Ölümle yüzleşmeden önce ruhunuzu arındırmak için bir fırsatınız var. | Open Subtitles | فرصتك الأخيرة لتطهير روحك قبل أن تلتقي خالقك |
Beni gençleştirecek, yine genç kılacak, ve dünyayı nihayet aşağı ırklardan arındıracak güç onda bu geçen onca sene önce olmalıydı. | Open Subtitles | انها تحمل السلطة لتجديد لي ، ليجعلني الشباب مرة أخرى ، وأخيرا لتطهير العالم من كل الأجناس السفلي ، |
Başkanı Bölüm'ün pisliğini temizlemenin tek yolunun Bölüm'ün kendisi olduğuna ikna etmiştim. | Open Subtitles | وأقنعتُ الرئيسة بأن الطريقة الوحيدة لتطهير (ديفيجن)، هي عبر استخدام (ديفيجن) نفسه |
Sadece aklını o profesörün ona aşıladığı zehirden temizlemeleri için bazı cadıları buraya getirene kadar uyumasını sağlayacak kadar. | Open Subtitles | بما يكفي لتنويمها ريثما أحضربعضالساحراتلهنا... لتطهير عقلها من السم الذي يعلّمه لها ذلك البروفيسور |
Kendini bu durumun içinden çıkaracak bir yol arıyordun. | Open Subtitles | وتحاولين إيجاد طريق لتطهير نفسكِ |
-Püfür püfür Araf havası! | Open Subtitles | أنفاس لتطهير الأرواح أنفاس لتطهير الأرواح |